Erzurumlu Huriye, Nuriye ve Düriye

Komik Fıkralar

Gülmesini bilen insanlar; dünya meselelerine sağduyu, sakin kafa, sağlam düşünce ve kültürlü bir gözle bakabilmelerine imkan veren, sihirli anahtarı ellerine geçirmiş olurlar. Bugün çeşitli kaynaklardan derlediğimiz Erzurumlu Fıkralarını sizlerle paylaşmak istiyoruz. Umarım bu komik fıkralar yüzünüzde bir tebessüm oluşturur.

1.Erzurum şeker fabrikası


Erzurumlu avukat olmuş bir avukat hanımla evlenmiş, İstanbul'a yerleşmiş bir yazlık almış.

Duymuş ki annesi romatizma olmuş. Telefon açmış demiş ki:

- Ana cel bizim yazlıhta ayahların kuma sohah romatizmalaran ey gelir. Annesi de demiş ki,

- Oğlum zeten ben de İlicede üzme öğrendim, celim hem de üzerem. Annesi İstanbul'a gitmiş plajda oğlu ile gelini üstlerini değiştirirken, annesi hemen mayosunu giymiş denize girmiş. Oğlu birde ne görsün annesinin mayosunun önünde ERZURUM ŞEKER FABRİKASI yazmaz mı?

Oğlu anasına derki,

- Ana ayıp, arkan dön, arka dön, der. Kadıncağız hemen arkasını döner, döner de.Oğlu bir de ne görsün arkasında da, kocaman puntolarla NET 50 KG

2.Hoş bunu ben yumurtlamadım


Erzurum'un İttihat Terakki Tarihine geçen en büyük komitacılarından biri olan Kazım Yurdalan, İsmet Paşa iktidara gelince iade-yi itibar etmekle kalmaz, Erzurum Belediye Reisliği görevini de alır. O zamanın kıt imkanları ile Erzurum'a hizmet vermektedir. Personeli yeterli olmadığı için çoğu zaman çarşı-pazar denetimlerini de bizzat yürütmek zorunda kalır.

Bir gün Erzincan Çarşısında yaşlı bir kadının, bakkaldan yumurtanın fiyatını sorduğunu, ardından da eline bir yumurta alıp:

- Vay ocağın delinsin Belediye reisi, bunculuh yumurta beş guruş ha! Dediğine tanık olur.

Kazım Yurdalan ortaya söylenmiş bu söze, anında cevap verir, ama cevap tarzı ilginçtir. Önce sergiden bir yumurta alır, yere çömelerek tavuk konumuna geçer.

Yumurtayı o anda yumurtlamış gibi tutarak:

"Hanım hanım Belediye reisi ne yapsin, bunculuhsa, hoş bunu ben yumurtlamadım"

3.Subayın karısı


Erzurumlunun birisinin evinin alt katına bir subay yerleşir. Subayın karısının bir gün elektrik süpürgesi bozulur çıkar üst kattaki komşusundan ister.

Kadın süpürgeyi alırken "mersi canım" der.

Tabi Erzurumlu "mersi"nin ne olduğunu bilmez.

Kadının işi bitince süpürgeyi getirir. Bu sefer bizimkisi "mersi canim" der. Subayın hanımı "bir şey değil "deyince Erzurumlu kadın derki:

- Niye sen diyence bişe olirda ben diyence niye bişe olmir.

4.Hem götür, hem de sus...


Ilıca'lı Dadaş Mustafa ile arkadaşları, parkın bahçesinde ki çilingir sofralarını kurmuşlar demlenirken, yanlarına bir grup kaz ve ördek gelir. Kazlar sofradaki zeytinlerden bir kaç tanesini ağızlarına alıp giderlerken, Dadaş Mustafa zeytinleri almak için davranır.

Kaz geriye döner ve : SSSSSSıssssss diye ses çıkarır.

O arada Dadaş köpürür : Ola hele bak, hem zeytunlari gaçır, hemde sus he....

5.Erzurumlu huriye, nuriye ve düriye


Bir gün Huriye ile Nuriye birlikte Duriye'ye misafir giderler. Duriye misafirlerine çay pasta koyar yerler içerler ve sofrayı kaldırırlar.

Bir müddet sonra Alzheimer hastası Duriye kendi kendine söylenir. Daha önce yiyip içtiklerini unutan Duriye:

- Abunlara bir çay koyim ayıp oldi" der ve bir fasıl daha çay koyarlar.

Çay, pasta faslı akşama kadar böyle devam eder. Misafirler yediklerini, ev sahibi koyduğu sofraları hep unutur. Akşam olup Huriye ile Nuriye evlerine gitmek üzere yola koyulurlar. Yolda Huriye, Nuriye'ye:

- Gördün anam Duriye'yi bi bardak çay koymadı içek

Nuriye, Huriye'den daha beterdir. Gün boyu yaşadıkarını unutan Huriye, Nuriye'ye

- Sen Düriye'yi ne zaman gördün.

6.Karnın ağırır


Erzurumlu kadının biri mantı hamuru yoğururken bir köpek gelip hamuru kapar.

Kadın oklavayla köpeğe vurur. Köpek hamuru bırakıp kadına karşı hırlamaya başlayınca kadın korkar ve :

- Şey yani dedim ki yersen karnın ağırır.

7.Ola burda müslüman yok


Kongre caddesinde Hamza diye bir meczup vardır. Kahvelere su taşır. Küllükleri yere döker sonra yerleri temizler. Çöpleri döker. Kahvecilerde ona ekmek peynir sigara verirdi. Başka da bir şey almaz zaten.

Bir gün kahve dolu. Hamza sobanın kenarında ısınmakta. İçeri bir dilenci girer

- Allah Rızası için bir sadaka. Ümmeti Muhammed bir sadaka der.

Dilenci Hamza'ya yaklaştığında başını kaldırır:

- Ola burda Ümmeti Muhammet yok. Burasi hep Tortumli. Sen yukarki kahvelere bak

8.Anam öldi


Erzurumlunun biri eşşeği ile yolda giderken teröristleri görür. Ne yapacağını şaşırır ve eşşeğin altına saklanır.

Terörist gelir adama sorar:

- Neydirsen ola burda?

Adam cevap verir:

- Ben bu eşşegin kuruguyam (eşeğin yavrusuyum)

Terörist eşşeğe bakar derki:

- Ama bu eşşek erkek

Adam cevap verir:

- Bilirem anam öldi de babamınan dolaniram.

9.Dadaş neydirsen?


Ermeni katliamının sürdüğü dehşetli günlerdi. Yine bir grup savaş mensupları Erzurumluyu Yanıkdere civarına götürüp kurşuna diziyorlardı.halkı sıraya dizmişler teker teker bir kayanın arkasında katlediyorlardı.

İçlerinden birisi merak edip ne oluyor diye başını uzatınca arkasındaki uyardı:

-Dadaş neydirsen...sırayı bozup başımıza iş acacağsan :)

10.Sefiye kapat kapat


Erzurum'a radyonun yeni, yeni geldiği ve dinlenildiği dönemlerdi.

Sabah erken kalkılmış, ortalık silinip süpürülmüş, yenilmiş, içilmiş ve keyif çayları içiliyordu. Bir taraftan da yeni alınan radyo açılmış sabah programı dinleniliyor. O zaman sadece kısa dalgadan, Erzurum TRT Radyosu yayını dinlenilebiliyordu. Ayrıca pek teferruatlı yayında yoktu. Paket yayın yapılıyordu.

Erzurum TRT Halk Müziği korusu yayını başlamıştı. Ve Solist Mükerrem Kemertaş. Söylediği parça "Huma Kuşu, yükseklerden seslenir". Askerde bulunan evin oğlunun çok sevdiği türkü çalınıyordu. Evin hanımı, Mugime ezenin sesi yankılanır birden. Nefesler tutulur, Mugime eze gelini Sefiye'ye:

Sefiye, kapat, kapat da Memmed Zeki geldiğinde o dinlesin.

Hiçbir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün olduğunda bile. Gülümsemene kimin ne zaman aşık olacağını bilemezsin. Beğendiğiniz komik fıkraları paylaşabilir, bildiğiniz diğer Erzurumlu Fıkralarını yorum bölümüne ekleyebilirsiniz.

Yorum Gönder

أحدث أقدم