Gülmesini bilen insanlar; dünya meselelerine sağduyu, sakin kafa, sağlam düşünce ve kültürlü bir gözle bakabilmelerine imkan veren, sihirli anahtarı ellerine geçirmiş olurlar. Bugün çeşitli kaynaklardan derlediğimiz Erzurumlu Fıkralarını sizlerle paylaşmak istiyoruz. Umarım bu komik fıkralar yüzünüzde bir tebessüm oluşturur.
1.Öli ben değilem
Erzurumun ova köylerinden birinde köyün gençleri köydeki deli ile biraz eğlenmek isterler. Buna o gün vefat eden birinin yanında mezar kazarak bir gece kalırsa istediğini alacaklarını söylerler. O da kabul eder.
Gider yeni vefat edenin yanında bir mezar kazarak beklemeye başlar. Gecenin bir vaktinde köyün gençleri beyaz çarşafa bürünüp mezarlığa gelir. Uyumakta olan köyün delisine:
-Rabbin kim? Nebin kim? diye sorarlar.
Hazırlıklı olan deli gençlere hitaben:
- Ola münkir nekir öli ben değilem, öli yan tarafta der.
Ama gençler bunu dinlemezler. Soruyu yenileyince deli hazırlamış olduğu kalın değneği eline alarak:
- Ola ben size demedimmi öli ben değilem öli yan tarafta siz beni niye anlamirsiz diyerek bunları köye kadar kovalar.
Gürültüye uyanan köylüler delinin elinde gençleri zor kurtarır.
2.Falakaya yatırırım seni
Yıllar önce bir tiyatro grubu Erzurum'a turneye geliyor. İlk gece şehrin protokolü ön safta. Tiyatro sanatçısı Ülkü Tamer oyunda kızın babası rolünü oynuyor, kızını istiyorlar, vermiyor.
Çocuk aşk acısından ölüyor falan filan... Halk acayip etkileniyor oyundan, çoğu hüngür hüngür ağlıyor.
Oyun bitiyor ve iki polis geliyor kulise:
-Komiserim sizi istiyor
Ülkü Tamer de, ""Çok etkilendi tebrik edecek herhalde"" diye kalkıp gidiyor.
Karakola bir giriyor, ortalık buz gibi. Komiser bizimkini görünce sinirle ayağa kalkıyor:
Lan sen ne şerefsiz adamsın, vermedin kızı, bak ne oldu gül gibi oğlan öldü gitti.
Ülkü Tamer: "Ama efendim, gak guk"" diye açıklamaya çalışıyor ama nafile.
Komiser:
-Sus, yarın akşam da gelip izleyecem, eğer yine kızını vermezsen hepinizi karakola alıp falakaya yatıracağım.
Ertesi gün Ülkü Tamer oyunun sonunu değiştiriyor. Kızını veriyor oğlana, oyun rezalet oluyor ama komiser en ön safta mutluluk gözyaşları döküyor.
3.Çiçeği neydacagsan gız
Erzurumlu bir gün sevgilisiyle buluşur. Sevgilisi dadaşa güzel bir kol saati hediye eder. Dadaş nişanlısının bu kibarlığı altında kalmak istemez ve sorar:
-Sen benden ne istersin?
Kız cevap verir:
-Bene bi tene çiçeg al yeter.
Dadaş yüzünü ekşitir:
-Manyağmısan gız.Amburdan bi çilo elma alim beraber yiyah .
4.Yer altı zenginliği
Erzurum 'da bir ilkokulda öğretmeni, bir çocuğu derse kaldırarak yer altı zenginliklerini sormuş:
-Oğlum, toprak altındaki zenginlikleri anlat bakalım.
-Öğretmenim toprağı azacık eşende böcük möcük çıkar.
-Oğlum derinlere in, derinlere...
-Biraz daha eşende soğulcan (solucan) çıkar.
-Çok derinleri soruyorum.
-Öğretmenim birez daha inersek hezne (hazine) çıkar.
5.Efendiliğin simgesi
Ilıcalı Dadaş mico Ağveren köyünden nişanlıdır. Zemheri ayında nişanlı görmeğe gider. Yavuz Selim okulunun yanında askeriyenin çöplüğü vardır. Köyün yoluda çöplüğün yanından geçmektedir.
Dadaş Mico anlatır; Nişanlı görmeğe gidirem çöplüğe vardım birde baktım sekiz tane far, anladımki dört tane canavar.
Arkadaşlar sorarlar neyettin Dadaş, nasıl gettin. Oğlum hemen sağ kolumu kaldırdım yürüdüm gittim.
Arkadaşları sorar o nasıl şey ele Dadaş nasıl sağ kolumu kaldırıp gettim. Dadaş Mico kafasını kaldırır mağrurlanarak, oğlum o kol hereketi efendiliğin simgesidir kurtlarda beni efendi gördüler.
6.Kasap
Ehmet eminin iri bir köpeği varmış ; Adı kasap. Ehmet emi önde kasap arkada eve doğru gidiyorlar. Üç kümbetlere dönünce kasap biraz arkada kalıyor.
Kasap, kasap dükkanın önünde etlere bakarken dükkan sahibi köpeği kovmak için dışarı çıkar. Ehmet emi köpeği kasabın geride kaldığını görünce kasap kasap diye seslenir.
Dükkandan çıkan kasap kendisine seslenildiğini sanır ve buyur bey der.
Ehmet emi sene demedim efendi benim itin adı kasap der.
Kasap emi: Ula zalım başka ad bulamadınmı da kasap goydun.
7.Gısım gösterir
Temmuz Stadyumu 'nun tozlu zemininde amatör küme maçlarının kıran kırana geçtiği dönemdir. 12 Mart ile Dağcılıkspor 'un şampiyonluk maçına sahne olan stadyum tıklım tıklım doludur.
Maçlar başlar; Fanatiğin biri stada 10 dakika gecikmeli gelir ve tel örgülerinin bitişiğinde yerini alır. 1-0 mağlup durumdaki Dağcılıkspor taç atışı kullanmaktadır.
Bizim ki, tacı kullanan futbolcuya sorar:
-Gardaş maç başladı he...
Dağcılığın efsanevi futbolcusu Durali, yapıştırır cevapı:
-Yok pohumun oğli hele kısım gösterir.
Kış kıyamet adamın biri ölür. Köylüler cenazeyi kızakla mezarlığa götürmek isterler. Ama daha mezarlığa varmadan kızak da, öküzler de çamura saplanır.
-Vola oğlum, öldün öldün de, öküzlere bir 'Ho' diyemeyecah gederde mi öldün mübarek.
8.Hoo!!!!!!
Kış kıyamet adamın biri ölür. Köylüler cenazeyi kızakla mezarlığa götürmek isterler. Ama daha mezarlığa varmadan kızak da, öküzler de çamura saplanır.
Köylüler uzaktan öküzlere bağırırlar ama başaramazlar. Kimse çamura girmeyi göze alamaz. Cemaatten biri bakarki dirilerden hayır yok, ölüye seslenir:
-Vola oğlum, öldün öldün de, öküzlere bir 'Ho' diyemeyecah gederde mi öldün mübarek.
9.Yakıt
-Kışın soğuk geçeceği anlaşılmaktadır. Muhtarlığa haber verin, kullanılan yakıtın cinsini, kod numarasını ve stok durumunu acele Ankara' ya bildirsinler demiş.
Bir muhtar söyle yazmış:
-Yakıtımız pohtir, kod numarası yoktur, stokumuz ise çohtir.
10.Hökümat zoriyla mi içirsiz
Erzurumlunun biri içkili bir lokantanın önünden geçerken içerde içkilerini yudumlayanlara meraklı bir şekilde bakar ve içerken yaptıkları hareketleri izler.
Dayanamayıp lokantaya girer içki içenlere sorar:
-Gardaş size buni hökümat zoriylami içirirler.
İçki içenler yok diye cevap verirler. Bizim ki o zaman şöyle der:
-Eleyse niye yüzüzi buruştirirsiz.
Gülümsemenizi dünyayı değiştirmek için kullanın ama dünyanın gülümsemenizi değiştirmesine izin vermeyin. Unutmayın sıcak bir gülümseme, nezaketin evrensel dilidir. Beğendiğiniz komik fıkraları paylaşabilir, bildiğiniz diğer Erzurumlu Fıkralarını yorum bölümüne ekleyebilirsiniz.
إرسال تعليق