Basit bir gülümseme. Bu, kalbinizi açmanın ve başkalarına karşı şefkatli olmanın başlangıcıdır. Gülmek için mutlu olmak zorunda değilsin. Bugün çeşitli kaynaklardan derlediğimiz Erzurumlu Fıkralarını sizlerle paylaşmak istiyoruz. Umarım bu komik fıkralar yüzünüzde bir tebessüm oluşturur.
1.Yatsı namazı
"Tortum köylerinden birinde yatsı namazını on rekat kılıyorlarmış. Bağ bahçe işlerinde yorulduklarından bu bile fazla geldiğinden on rekatı daha aşağı indirmek için Müftüye bir heyet gönderirler. Köylüler derdini anlatır ama Müftünün cevabı açıktır:
-On rekattan başka üç rekat da vitr-i vacip kılacaksınız. Aşağısı hiç olmaz.
Heyet köye dönerken köylüler de hayırlı bir haber almak için mezalığın yanına kadar gelmişlerdir. İçlerinden biri heyet uzaktan bağırı:
-Endürdüüüüüz?!
-P.. endürdüh, üçde fıtrifıcır kılacayuh!"
Coğrafya öğretmeni Erzurumlu çocuğu tahtaya kaldırıp, sorar:
Bize Doğu Anadolu Bölgesi'nin yani Erzurum ve etrafını anlat bakayım.
Çocuk şöyle öğretmene bakar ve düşünür, ardından cevabı patlatır;
"Anan öle Doği Anadoli... Neyi varçi... hep çali çırpi !..."
Erzurumlu dadaş arkadaşının evine misafirliğe gitmiş.
Güzelce yenilen yemek faslından sonra ev sahibi çay ikramına başlamış. Her getirdiği çaydan sonra, dadaşım habire çay istiyince evsahibi getirdiği çayların sayısını anlamak için duvara bir çentik atmaya başlamış.
Çentik sayısı 39'u bulunca, evsahibi dadaşa sormuş:
- "dadaşım gine çay içecağmısan" dadaşım cevap vermiş:
- "Sağol artık bene tohinir". Evsahibi bunun üzerine sinirlenerek
- "ola oğlum tohunirsa bene tohunir sene ne olir, ottuz dokguz çayı getiren ben tohunir diyen sen" diye cevap vermiş.
Erzurum'da bir kadınlar toplantısına davetli olan yabancı bir bayan, genç ve güzel bir kadına sormuş:
- Cici kızım sen kimlerdensin?
- Vallah çimlerden oldugumi bülmirem. Yuhari Mumcunun gızi, Assagi Mumcunun geliniyem.
Erzurum'da yıllar önce yaşamış meşhur hırsızlardan biri gece vakti taş mağazalarda icrai sanat ederken, bekçi çıkagelir ve bekçi körkütük sarhoştur.
Kuyumcu dükkanının kepenginin kilidini demir testeresi ile kesmeye çalışan hırsıza hitaben:
- Ola neyedirsen burda Hırsız gayet sakince cevap verir:
- Heeeçç keman çaliram. Bekçi buna ikna olmaz, ve hırsıza sorar:
- Ola! bu nasi keman ki sesi çıhmir? Hırsız yine sakince:
- "Bunun sesi sabahınan çıkar" der ve işine kaldığı yerden devam eder. Bekçi kolay gelsin der ve oradan ayrılır. Ancak ertesi sabah bekçiyi apar topar karakola getirirler, sorguya çekerler.
- "senin bölgende hırsızlık olmuş nasıl haberin yok"" diye sorduklarında tam ayılamamış olan bekçi hayıflanarak derki:
- Ola akşamki kemancının kemanın sesi sabahınan çıkar dediği buymuş meğer!..."
Pasinlerin kurtuluşunda Belediye Başkanvekili Sabih Pasin heyecanlı bir nutuk çekiyor:
- Ermeniler saldırdi, ahan bu ot yığınlarına kadar geldiler, biz saldıranda da ano çeşmenin yanından kaşdı cannarıni zor gulturdular.
Nutku dinleyen ve o günleri yaşamış yaşlı bir kadın itiraz edip:
- Ola Sebih atma atma.. Sen ne annadirsan, sen o günleri gördün mü ki, diye sorar.
Buna sinirlenen Başkanvekili:
- Pohh yeme Behile, bu bir nutuktur! Ne söyler söylerem.!
Dadaşın biri sinemada romantik bir film izlemiş, filmin bir sahnesinde genç erkek kıza iltifat ederek
-Sevgilim gözlerinden bütün İstanbulu görüyorum der. Film mutlu sonla sonuçlanır, dadaş evine gelir ve uyur. Sabah kalktığında akşamki romantik filmdeki gencin sözü aklına gelir ve romantizm olsun diye hanımına sorar:
-Gız gözlerimde ne görirsen Hanımı buna sinirlenir ve cevap verir:
- Vıış Torpağ başşan devamsız, ne görecam cırbıt görirem der.
İran'da şah devrilmiş Humeyni başa geçmiştir. Şahın yakın korumalarından biri Türkiye'ye kaçar.
Gelir Erzurum'a Cumhuriyet caddesindeki bir otele yerleşir. Ertesi gün 12 Mart'tır kar tipi soğuk ki maazallah donarsın. Acem şaşırır kalır tedariksizdir, üzerinde yalnız bir ceket vardır.
Eski hükümet konağının önüne gelir ki bir şenlik bir bayram. Dadaşlar oynuyor davullar çalıyor. İranlı merak eder birini çevirip sorar;
- Eğeee siz neylersiz burda? Erzurumlu cevap verir;
- Bu gün bizim mutlu günümüz gardaş, Erzurum'u düşmandan kurtardığımızın günüdür. Soğuk iliklerine kadar işleyen İranlı Dadaşa bakar ve der:
"Ay gardaş siz neye sevinirsiz ki bırahın da onlar sevinsin"
Kış mevsiminde Arabistan'dan biri arkadaşını ziyaret amacıyla Erzurum'a gelir.
Ancak misafir camileri gezdikçe Erzurum'daki cemaatin azlığından şikayet ederek "la Müsliman, la müsliman" yani Müslümanlık az manasında sözler sarf eder.
Misafir olduğu arkadaşı Arap'a ders vermek amacıyla abdest almak için Şabakhane çeşmesine götürür. Abdest almaya başlarlar, mevsim kış havada soğuk olunca Arap'ın çıplak olan ayakları buz tutmuş çeşmeye yapışınca Arap hem titrer hem de söylenir:
"Vallahi bunlar Külli müsliman, külli müsliman"
Gülmek ruhun ilacıdır. İçinden gelmiyorsa bile bir aynaya bak ve birkaç dakika gül. Kendini harika hissetmekten alıkoyamayacaksın. Beğendiğiniz komik fıkraları paylaşabilir, bildiğiniz diğer Erzurumlu Fıkralarını yorum bölümüne ekleyebilirsiniz.
-On rekattan başka üç rekat da vitr-i vacip kılacaksınız. Aşağısı hiç olmaz.
Heyet köye dönerken köylüler de hayırlı bir haber almak için mezalığın yanına kadar gelmişlerdir. İçlerinden biri heyet uzaktan bağırı:
-Endürdüüüüüz?!
-P.. endürdüh, üçde fıtrifıcır kılacayuh!"
2.Ne gokiysen ne gokiysen
Erzurmlunun biri, adam yaralamaktan dolayı hapishaneye, caza evine girmiş.
İçeri girmeden ve teslim olmadan önce arkadaşı buna öğüt vermiş: 'Maphusaneye girince kapıyı tekmele ve 4 leşim var diye bağır senden korksunlar' demiş.
Bununda aklına yatmış. Tabi bizimki Sivas ceza evine düşmüş ve koğuşunu belirlemişler gardiyan içeri sokacağı sırada kapıya bir asılmış tekmeyle: 'Ulennnn yedi leşim var gan gokiremmm gan' diye bağırmış.
Koğuşun ağasıda yarma gibi gelmiş önüne dikilmiş ve 'Ne gokiysen ne gokiysen' dedmiş. Bizim Erzurumlu korkudan ne yapcağını şaşırmış, 'Hiç, şeyy abiii gelirken sarmısak tarlasına düştüm ele gokirem'
İçeri girmeden ve teslim olmadan önce arkadaşı buna öğüt vermiş: 'Maphusaneye girince kapıyı tekmele ve 4 leşim var diye bağır senden korksunlar' demiş.
Bununda aklına yatmış. Tabi bizimki Sivas ceza evine düşmüş ve koğuşunu belirlemişler gardiyan içeri sokacağı sırada kapıya bir asılmış tekmeyle: 'Ulennnn yedi leşim var gan gokiremmm gan' diye bağırmış.
Koğuşun ağasıda yarma gibi gelmiş önüne dikilmiş ve 'Ne gokiysen ne gokiysen' dedmiş. Bizim Erzurumlu korkudan ne yapcağını şaşırmış, 'Hiç, şeyy abiii gelirken sarmısak tarlasına düştüm ele gokirem'
3.Hep çali çırpi
Coğrafya öğretmeni Erzurumlu çocuğu tahtaya kaldırıp, sorar:
Bize Doğu Anadolu Bölgesi'nin yani Erzurum ve etrafını anlat bakayım.
Çocuk şöyle öğretmene bakar ve düşünür, ardından cevabı patlatır;
"Anan öle Doği Anadoli... Neyi varçi... hep çali çırpi !..."
4.Tohinir
Erzurumlu dadaş arkadaşının evine misafirliğe gitmiş.
Güzelce yenilen yemek faslından sonra ev sahibi çay ikramına başlamış. Her getirdiği çaydan sonra, dadaşım habire çay istiyince evsahibi getirdiği çayların sayısını anlamak için duvara bir çentik atmaya başlamış.
Çentik sayısı 39'u bulunca, evsahibi dadaşa sormuş:
- "dadaşım gine çay içecağmısan" dadaşım cevap vermiş:
- "Sağol artık bene tohinir". Evsahibi bunun üzerine sinirlenerek
- "ola oğlum tohunirsa bene tohunir sene ne olir, ottuz dokguz çayı getiren ben tohunir diyen sen" diye cevap vermiş.
5.Yukarı mumcunun gızi
Erzurum'da bir kadınlar toplantısına davetli olan yabancı bir bayan, genç ve güzel bir kadına sormuş:
- Cici kızım sen kimlerdensin?
- Vallah çimlerden oldugumi bülmirem. Yuhari Mumcunun gızi, Assagi Mumcunun geliniyem.
6.Heeeçç keman çaliram
Erzurum'da yıllar önce yaşamış meşhur hırsızlardan biri gece vakti taş mağazalarda icrai sanat ederken, bekçi çıkagelir ve bekçi körkütük sarhoştur.
Kuyumcu dükkanının kepenginin kilidini demir testeresi ile kesmeye çalışan hırsıza hitaben:
- Ola neyedirsen burda Hırsız gayet sakince cevap verir:
- Heeeçç keman çaliram. Bekçi buna ikna olmaz, ve hırsıza sorar:
- Ola! bu nasi keman ki sesi çıhmir? Hırsız yine sakince:
- "Bunun sesi sabahınan çıkar" der ve işine kaldığı yerden devam eder. Bekçi kolay gelsin der ve oradan ayrılır. Ancak ertesi sabah bekçiyi apar topar karakola getirirler, sorguya çekerler.
- "senin bölgende hırsızlık olmuş nasıl haberin yok"" diye sorduklarında tam ayılamamış olan bekçi hayıflanarak derki:
- Ola akşamki kemancının kemanın sesi sabahınan çıkar dediği buymuş meğer!..."
7.Bu bir nutuktur
Pasinlerin kurtuluşunda Belediye Başkanvekili Sabih Pasin heyecanlı bir nutuk çekiyor:
- Ermeniler saldırdi, ahan bu ot yığınlarına kadar geldiler, biz saldıranda da ano çeşmenin yanından kaşdı cannarıni zor gulturdular.
Nutku dinleyen ve o günleri yaşamış yaşlı bir kadın itiraz edip:
- Ola Sebih atma atma.. Sen ne annadirsan, sen o günleri gördün mü ki, diye sorar.
Buna sinirlenen Başkanvekili:
- Pohh yeme Behile, bu bir nutuktur! Ne söyler söylerem.!
8.Ne görecam cırbıt görirem
Dadaşın biri sinemada romantik bir film izlemiş, filmin bir sahnesinde genç erkek kıza iltifat ederek
-Sevgilim gözlerinden bütün İstanbulu görüyorum der. Film mutlu sonla sonuçlanır, dadaş evine gelir ve uyur. Sabah kalktığında akşamki romantik filmdeki gencin sözü aklına gelir ve romantizm olsun diye hanımına sorar:
-Gız gözlerimde ne görirsen Hanımı buna sinirlenir ve cevap verir:
- Vıış Torpağ başşan devamsız, ne görecam cırbıt görirem der.
9.Bırahın da onlar sevinsin
İran'da şah devrilmiş Humeyni başa geçmiştir. Şahın yakın korumalarından biri Türkiye'ye kaçar.
Gelir Erzurum'a Cumhuriyet caddesindeki bir otele yerleşir. Ertesi gün 12 Mart'tır kar tipi soğuk ki maazallah donarsın. Acem şaşırır kalır tedariksizdir, üzerinde yalnız bir ceket vardır.
Eski hükümet konağının önüne gelir ki bir şenlik bir bayram. Dadaşlar oynuyor davullar çalıyor. İranlı merak eder birini çevirip sorar;
- Eğeee siz neylersiz burda? Erzurumlu cevap verir;
- Bu gün bizim mutlu günümüz gardaş, Erzurum'u düşmandan kurtardığımızın günüdür. Soğuk iliklerine kadar işleyen İranlı Dadaşa bakar ve der:
"Ay gardaş siz neye sevinirsiz ki bırahın da onlar sevinsin"
10.Külli müsliman
Kış mevsiminde Arabistan'dan biri arkadaşını ziyaret amacıyla Erzurum'a gelir.
Ancak misafir camileri gezdikçe Erzurum'daki cemaatin azlığından şikayet ederek "la Müsliman, la müsliman" yani Müslümanlık az manasında sözler sarf eder.
Misafir olduğu arkadaşı Arap'a ders vermek amacıyla abdest almak için Şabakhane çeşmesine götürür. Abdest almaya başlarlar, mevsim kış havada soğuk olunca Arap'ın çıplak olan ayakları buz tutmuş çeşmeye yapışınca Arap hem titrer hem de söylenir:
"Vallahi bunlar Külli müsliman, külli müsliman"
إرسال تعليق