Gülmek için mutluluğu beklersen, bir tebessüm edemeden ölürsün. Gülmek bir güneştir, insanın yüzünden hüzün ve keder kışını defeder. Bugün çeşitli kaynaklardan derlediğimiz Nasrettin Hoca Fıkralarını sizlerle paylaşmak istiyoruz. Umarım bu komik ve düşündürücü fıkralar yüzünüzde bir tebessüm oluşturur.
1.Şakadan hoşlanmam
Nasrettin Hoca pazarda dalgın dalgın yürüyormuş. Etrafındaki esnafları seyrediyormuş. Bu sırada ensesine bir tokat geliyor. Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş.
Bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş önce, sonra:
– Bana sen mi vurdun? demiş adama.
Adam:
– Ben vurdum lan ne olacak demiş.
Hoca:
– Şakadan mı vurdun, ciddiden mi? demiş
Adam:
– Ciddi vurdum napacan?!
Hoca:
– Aman aman, öyle olsun, Çünkü şakadan hiç hoşlanmam da!
2.Testiyi kırmadan önce
Nasreddin Hoca oğlunun eline bir testi tutuşturup çeşmeden su getirmesini istemiş. Çocuk dışarı çıkarken de ensesine bir tokat atıp :
– Testiyi kırma ha ! diye öğüt vermiş .
Bunu gören komşulardan biri :
– Yahu Hocam demiş, henüz testiyi kırmadan niye dövüyorsun yavrucağızı ?
Hoca cevap vermiş :
– Testiyi kırdıktan sonra neye yarar be birader!
3.Acemi bülbül
Nasrettin Hoca bir gün komşusunun bahçesine girer. Bahçedeki armutları görünce dayanamaz. Bir tane yer, dayanamaz bir daha, bir daha derken armut ağacına çıkıverir. Başlar yemeye. Tam bu sırada bahçenin sahibi çıkagelir.
Hoca şaşkınlıkla başlar bülbül gibi ötmeye.
Bahçenin sahibi şaşkın şaşkın Hocanın olduğu ağacın yanına varıp:
– Ne yapıyorsun hoca burada diye bağırır.
Hoca sakince cevap verir:
– Ben bülbülüm, yuvam da burada.
Tekrar cırlak sesiyle ötmeye başlar. Bahçe sahibi öfkeyle:
– Bülbül böyle mi öter be adam diye bağırınca,
Hoca:
– Ben acemi bülbülüm. Ancak bu kadar ötüyorum.
4.Cimri ve Nasrettin Hoca
Cimri ve de boş boğazın biri Hocaya:
-Ya Hoca demiş parayı neden bu kadar çok seviyorsun.
Hoca cevabını yapıştırmış.
-Senin gibilere muhtaç olmamak için…
5.Kimin içinin yandığı belli
Nasreddin Hoca’yı çok cimri komşularından birisi yemeğe çağırmış. Sofraya oturmuşlar. İki kişilik servis için ortaya dört adet zeytin, iki haşlanmış yumurta, bir tutam tuz, iki dilim ekmekle su getirmişler. Yemeğin üstüne bir kaşık bal ikram etmeyi düşünen ev sahibi her nasılsa bal çanağını sofranın altına koymuş.
Bunu gören Hoca, çanağı sofraya koyduğu gibi başlamış ekmeksiz atıştırmaya.
Ev sahibi bakmış ki balı tükeniyor:
– Aman Hocam ekmeksiz yersen için yanar.
Hoca aldırış etmeyip balı yemeye devam ederken seslenmiş:
– Kimin içinin yandığı belli.
6.Ateş düştüğü zaman
Nasreddin Hoca’nın evine tüccar arkadaşı misafir olmuş. Hoca ona mantı pişirip getirmiş. Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış. Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş:
– Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız.
Hoca hemen:
– Boğazına ateş düştüğü zaman, demiş.
7.Ben uyuyorum
Bir gün Nasreddin Hoca şehre gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış. Gece yarısı arkadaşı sormuş:
– Hocam, uyudunuz mu?
– Buyurun birşey mi var?
– Biraz borç para isteyecektim.
Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp:
– Ben uyuyorum!
8.Tamam 9 akçe olsun
Bir gün Nasreddin Hoca rüyasında bir adamla konuşuyormuş, adam 9 akçe diyormuş. Nasreddin Hoca da 10 akçe diyormuş.
Nasreddin hoca rüyadan uyanmış ellerinde hiç akçe yok.
Geri uykuya dalmış ve adama demiş tamam 9 akçe olsun.
9.Dünyanın merkezi neresi
Bir gün köyün gençleri Hocayı sınavdan geçirmeye karar vermişler. Köyün alanında toplanıp Hoca’nın yolunu beklemişler. Biraz sonra Hoca çıkmış karşılarına. İçlerinden bilgi bakımından kendine güvenen biri:
– Hocam sana bir soru soracağım. Bakalım bilecek misin?
Hoca da sor bakalım demiş.
Delikanlı sormuş;
– Dünya’nın merkezi neresidir?
Hoca anında yanıtlamış;
– Ayağımın bastığı yerin altındadır. Çocuklar ne diyeceklerini bilemeden dağılmışlar.
10.Aklın varsa göle koş
Hoca, bir gün kırlardan topladığı çalı çırpıyı eşeğine yükleyip evine götürürken acaba, yaş çırpı da kurusu gibi yanar mı? diye düşünür ve şeytana uyarak çakmağını çakar ve alevi çalı çırpıya dokundurur.
Aralarında kuruları da bulunan çalı çırpı hemen alev alır.Eşekte bir korku, bir telaş, huzursuzluktur başlar.Anıra anıra, çifte ata ata dört nala koşmağa başlar.
Hoca da arkasından olanca gücüyle bağırır :
-Aklın varsa göle koş!
Günde bir defa olsun gülmeli ve neşeli olmalıyız. Sevinci öğrenirsek, başkalarına acı vermeyi de unuturuz. Beğendiğiniz komik fıkraları paylaşabilir, bildiğiniz diğer Nasrettin Hoca fıkralarını yorum bölümüne ekleyebilirsiniz.
Yorum Gönder