Dengeli bir yaşam, enerjinizi fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak sizi ayakta tutan şeyler arasında eşit bir şekilde dağıtmak anlamına gelir. Dengeli olduğunuzda, bilinçli seçimler yapmanıza ve sizin için gerçekten önemli olan şeylere öncelik vermenize olanak tanıyan sakin, berrak bir zihin durumu yaşarsınız.
Hepimizin başına gelebilir. Bir noktada, kontrolü kaybettiğimizi hissederiz. Belki sizi sarsan bir sağlık haberidir. Ya da belki de çok fazla zamanınızı ve enerjinizi tüketen bir ilişkidir.
Şunu kabul etmelisiniz: İstediğiniz her şeye sahip olamaz ve aynı anda her şeyi yapamazsınız. Etkili bir şekilde dengede olmak, tüm ana yaşam alanlarınızda başarı hikayelerine sahip olmayı gerektirir.
İyi haber şu ki, kendinize yeniden odaklanarak, neyi değiştirmeniz gerektiğini belirleyerek ve doğru yönde küçük adımlar atarak, arzuladığınız dengeye tekrar ulaşabilirsiniz.
Denge bir varış noktası değil, sürekli bir yolculuktur. Bu yazıda, daha dengeli ve daha tatmin edici bir yaşam için yardımcı olabilecek ipuçlarını sunacağız.
"Hayat bisiklete binmek gibidir. Dengenizi korumak için hareket etmeye devam etmelisiniz." — Albert Einstein
1.Kendinizi Tanıyın
Dengeli bir yaşam için ilk adım kendini tanımaktır. Kendinizi tanımak, basitçe kim olduğunuzu, neyi sevip neyi sevmediğinizi, güçlü ve zayıf yönlerinizi ve sizin için neyin önemli olduğunu anlamak anlamına gelir.
Kendinizi tanıdığınızda, nereye gittiğinizi, hedeflerinizin ne olduğunu ve bunlara ulaşmak için en iyi yolun ne olduğunu anlamanız kolaylaşır.
Düşüncelerinizin, duygularınızın ve motivasyonlarınızın farkında olmak, daha iyi seçimler yapmanıza ve daha özgün ve daha dengeli bir hayat yaşamanıza yardımcı olur.
Siz, sizi bütünüyle tanıyabilecek tek insansınız. Diğer her insan yalnızca sizin hakkınızda bir algıya sahip olabilir. Kendiniz hakkında ne düşündüğünüze odaklanın, onların ne söylediğine değil.
Hayat tamamen öğrenmekle ilgilidir. Öğrenmeyi bıraktığımız gün öldüğümüz gündür. Her gün, kendinizin yeni yönleriyle karşılaşacaksınız.
Hayatınızı gözden geçirmek ve dengesiz hissettiğiniz alanları değerlendirmek için biraz zaman ayırın. Kendinize karşı dürüst olun ve değiştirmeniz gereken yönlere odaklanın.
"Başkalarını bilmek bilgeliktir, kendini bilmek aydınlanmadır." — Lao Tzu
2.Değerleri ve Öncelikleri Belirleyin
Değerleriniz, kararlarınızı yönlendiren pusulanızdır. Kendinizi ve başkalarını etkili bir şekilde yönetmek istiyorsanız, o zaman bu değerlerin ne olduğunun farkında olmanız gerekir.
Değer, bir önem derecesini belirtir. Parasal açıdan, bir ürün veya hizmet için ne kadar ödemeye istekli olduğumuza göre bir şeye değer biçeriz.
Ahlaki terimlerle, bir değer yüksek derecede önem verdiğimiz bir idealdir. Değerler bizi yönlendiren ahlaki kurallar ve bizi motive eden önceliklerdir.
Modern yaşam, tüm eylem çağrıları, baskıları ve talepleriyle bizi değerlerimizden uzaklaştırır.
Değerlerinizin ne olduğunu bilmiyorsanız, farkında olsanız da olmasanız da hayatınızı büyük ihtimalle başkalarının prensiplerine veya önceliklerine göre yaşıyorsunuz.
Hem kişisel hem de profesyonel yaşamda, temel değerlerinizi ve yaşam önceliklerinizi anlamak, gerçek benliğinizle uyumlu kararlar almak için çok önemlidir.
Temel değerlerinizi belirledikten sonra, önceliklerinizi aktif olarak düşünün. Bu kolay değil çünkü farklı değerleri karşılayabilecek yönler arasında seçim yapmanız gerekecek. Hayattaki çoğu karar, en çok neye değer verdiğinizi belirlemeyi içerir.
Önceliklerimizi incelemenin basit ve etkili bir yolu, kaynaklarımızı nerede kullandığımızı görmektir. Zamanımızı ve paramızı değer verdiğimiz şeylere yatırırız.
Önceliklerinizi düzenli olarak değerlendirin ve gerektiği gibi ayarlamalar yapın. Hayat dinamiktir ve geçen ay sizin için işe yarayan şey şimdi işe yaramayabilir. Esnek olun ve değişime açık olun.
“Hayatımız her gün verdiğimiz kararların toplamıdır ve bu kararlar önceliklerimiz tarafından belirlenir.” — Myles Munroe
3.Önce "Kendinizi" Programınıza Koyun, Sonra İşleri
Günümüzün hızlı dünyasında, günlük hayatın koşuşturmacasına kapılmak çok kolaydır. Zorlu iş programlarından ailevi yükümlülüklere ve sosyal taahhütlere kadar, kişisel ihtiyaçlarımız genellikle arka planda kalır. Ancak, kendinizi bir öncelik haline getirmek yalnızca bir lüks değil, hem kişisel hem de profesyonel başarıya ulaşmak için bir zorunluluktur.
Zor zamanlar geçirdiğinizde ve kim olduğunuzu ve nereye gittiğinizi sorguladığınızda, kendinize biraz zaman ayırıp biraz öz bakım uygulamak önemlidir. Benim için bu genellikle harika bir romanın içinde kaybolmak, sıcak bir duş almak ve en az sekiz saat uyumak anlamına gelir.
Hayatınız bir aynadır. Zaten içinizde olanı yansıtır. İçinizde üzgünseniz, çevrenizi daha da üzgün hale getirirsiniz. İçinizden ilham alırsanız, tanıştığınız herkese ilham verirsiniz. İçinizde mutluysanız, etrafınızdaki her şey o mutluluğu yansıtır ve parlatır.
Kendinizi bir öncelik haline getirmek, tutkularınızı takip etmenize, yeni beceriler geliştirmenize ve sürekli büyümenize olanak tanır.
Dinlenme, egzersiz ve eğlence için kendi ihtiyaçlarınızı onurlandırmak için kendinize izin verin. Kendinizi ilk sıraya koyduğunuzda, bu bencillik değildir. Önemsediğiniz herkes bundan faydalanır.
Enerjinizi tüketen veya hedeflerinizle uyuşmayan taahhütlere hayır demeyi öğrenin. Zamanınızı koruyun ve sizi besleyen aktivitelere odaklanın.
Bir toplantı veya randevu planladığınız gibi, kendiniz için de zaman planlayın. İster günlük bir yürüyüş, ister bir hobi veya sadece bir kitapla rahatlama olsun, bunu rutininizin vazgeçilmez bir parçası haline getirin.
Kendinizi arkadaşlarınızdan, ailenizden ve meslektaşlarınızdan oluşan destekleyici bir ağla çevreleyin. Gerektiğinde yardım istemekten veya görevleri devretmekten çekinmeyin.
Her şeyi kontrol edemeyebilirsiniz, ancak düşüncelerinizi ve stres faktörlerine verdiğiniz tepkileri kontrol edebilirsiniz. Bakış açınızı daha iyi hale getirmek için neyin yanlış gittiğine değil, neyin iyi gittiğine odaklanın.
"Kendinize yatırım yapmak, yapacağınız en iyi yatırımdır. Sadece hayatınızı iyileştirmekle kalmayacak, etrafınızdaki herkesin hayatını da iyileştirecektir." —Robin Sharma
4.Gerçekçi Hedefler Belirleyin
Denge aynı zamanda ulaşılabilir hedefler ve beklentiler belirlemek anlamına gelir. Gerçekçi olmayan hedefler strese ve hayal kırıklığına yol açabilir.
Niyetlerle, istediğiniz hayatı görselleştirirsiniz. Hedeflerle, kendinize yön verirsiniz. Ancak, bir hedefin ulaşılabilir olması için gerçekçi olması gerekir.
Gerçekçi hedefler, kendiniz için belirlediğiniz parametreler dahilinde ulaşma olasılığınız olan hedeflerdir. Ne çok kolay ne de çok zordur. Yeteneklerinizi aşmazlar veya yanlış veya yüksek beklentilere dayanmazlar ve yolunuza çıkabilecek engelleri göz önünde bulundururlar.
Gerçekçi hedefler belirlemenin temel yönlerinden biri, yeteneklerinizi ve kaynaklarınızı değerlendirmektir. Güçlü yönlerinizi, zayıf yönlerinizi ve elinizdeki kaynakları net bir şekilde anlamanız önemlidir.
Gerçekçi hedefler belirlemek, onları yönetilebilir adımlara bölmeyi içerir. Genellikle, iddialı hedefler bunaltıcı olabilir ve ertelemeye veya terk etmeye yol açabilir. Bunları daha küçük, ulaşılabilir görevlere bölerek, istikrarlı bir ivmeyi koruyabilir ve istediğiniz sonuca doğru ilerleyebilirsiniz.
Gerekirse hedeflerinizi değiştirmekten korkmayın. Hayat sürekli değişiyor ve hedefleriniz de değişmeli. Belirlediğiniz hedeflere katı bir şekilde bağlı kalmanız gerekmiyor. Hedeflerinizin artık gerçekçi veya ulaşılabilir olmadığını düşünüyorsanız, onları değiştirmekten korkmayın.
Unutmayın, hedef belirlemek herkes için farklı görünür. Büyük ya da küçük yaptığınız her değişiklik, daha sağlıklı, daha bilinçli bir siz için atılmış bir adımdır.
Hedefler size bir yön ve amaç duygusu sağlar. Bu yön duygusu, zamanınızı yönetirken önemlidir, çünkü bu olmadan hangi görevlerin gerçekten zamanınıza ve dikkatinize değer olduğunu bilemezsiniz.
"Mutlu olmak istiyorsanız, düşüncelerinize hükmeden, enerjinizi özgürleştiren ve umutlarınızı harekete geçiren bir hedef belirleyin." — Andrew Carnegie
5.Zamanı Bir Profesyonel Gibi Yönetin
Zaman değerli ve sınırlı bir kaynaktır ve boşa harcanan zaman asla telafi edilemez. Zamanın kendisini manipüle etme yeteneğine sahip olmasak da (keşke hepimiz Dr. Strange'in güçlerine sahip olsaydık...), sahip olduğumuz zamanla ne yapacağımızı kontrol etme yeteneğine sahibiz.
Zaman yönetimi, zamanınızı üretken ve verimli bir şekilde kullanmak için bir tekniktir. Zamanınızı çeşitli görevler arasında nasıl böleceğinizi organize etmek ve planlamak anlamına gelir.
Dengeli bir hayat yaşamanın bir yolu zamanınızı planlamaktır. Tüm zamanınızı işte veya boş zamanınızın çoğunu tek bir aktivite yaparak geçiriyorsanız, hayatınızın tüm alanlarında dengeyi korumak zordur.
Zaman yönetimi ve önceliklendirme el ele gider. Zamanınızı etkili bir şekilde yönetebilmeniz için, neyin ne zaman yapılması gerektiğini bilmeniz gerekir. Önemli olan, zor veya zaman alıcı bir görevi üstlenmek, onu başarmak ve diğer şeylere odaklanmaktır.
Zaman yönetimi yöntemlerinin özünde farkındalık, düzenleme ve adaptasyon becerileri yer alır. Bu, zamanınızın farkında olmak, onu yapılandırmak ve ilerledikçe ayarlamak anlamına gelir; etkili zaman yönetiminin sırrı budur.
Zamanı yönetme becerinizi geliştirdikçe, "Bunun için zamanım yok" demekten "Bunun için nasıl zaman yaratabilirim?" demeye geçeceksiniz. Zaman yönetimi öğrenilmiş bir beceridir, bu yüzden aşırıya kaçmayın ve aynı anda bir sürü değişiklik yapmaya çalışmayın, sadece ilk başta uygulayacağınız birkaç strateji seçin.
Zaman yönetimi günlük hayatımızda önemli bir rol oynar. Temel zaman yönetimi ipuçları hakkında kendinizi eğitmeniz bile hayatınızda harikalar yaratabilir. Her dakika değerlidir, hayatınıza hiçbir değer katmayan bir şey yaparak onu boşa harcamayın.
"Zaman yönetimi çevresel bir aktivite veya beceri değildir. Hayattaki her şeyin bağlı olduğu temel beceridir." — Brian Tracy
6.Olumlu düşünün
Olumlu bir tutum ve bakış açısına sahip olmak, hayatın kaçınılmaz olarak önümüze çıkardığı günlük zorluklarla başa çıkmanıza yardımcı olur. Olumlu bir insan, mutluluk, sağlık ve başarıyı öngörür ve her türlü engeli ve zorluğu aşabileceğine inanır.
Kendimize sürekli olarak düşünme şeklimizi değiştirmenin kendi iyiliğimiz için olduğunu hatırlatmamız gerekir. Buda'nın bir zamanlar dediği gibi, "Biz düşündüğümüz şeyiz."
Çekim Yasası'na göre, hissettiğiniz ve düşündüğünüz her şeyi kendinize çekersiniz. Olumsuz bir şey olursa, arkanıza yaslanın ve ne olduğunu ve nerede yanlış gittiğini analiz edin. Bunu yaptıktan ve durum hakkında net bir resim elde ettikten sonra, size yardımcı olacak sağlam bir temel geliştirecek planlar oluşturun ve değişim hedefleri belirleyin.
Dünya bazen adil görünmeyebilir, bu nedenle biraz hayal kırıklığı yaşamak sorun değil, ancak hayatınızı daha iyi hale getirmenin yollarını düşünmeye devam edin. Başka bir deyişle, hatalarınızdan ders çıkarın ve ilerleyin.
Pozitif bir zihniyete sahip olmak için tavsiyem, pozitife odaklanmak, negatiften ders çıkarmak ve size hizmet etmeyen hiçbir düşünceye takılıp kalmamaktır. Ne istediğinize ve onu nasıl elde etmek istediğinize odaklanın.
Düşünceniz her günü ve durumu nasıl algıladığınızı şekillendirebilir. Hayata ve yolunuza çıkan değişikliklere karşı olumlu bir yaklaşım sürdürün. "Bunu yapamam" veya "Beni asla seçmezler" gibi olumsuz iç konuşmalarınızı azaltın veya durumlar hakkında olumlu şeylere odaklanın. En kötüsünü bekleme eğiliminiz varsa, iyi gidebilecek şeyler bulun ve kötü şeylerin olmasını nasıl önleyeceğinizi öğrenin.
"Olumlu bir zihniyetle her zorluğu bir şansa, her kaybı bir kazanca ve her başarısızlığı bir başarıya dönüştürebilirsiniz." — Roy T. Bennett
7.Daha Çok Yerine Daha Akıllıca Çalışın
Daha akıllıca çalışmak, daha az zamanda daha çok iş başarmakla ilgili değildir. Daha büyük resme odaklanabilmeniz için güverteyi temizlemekle ilgilidir: Hayalleriniz, refahınız ve önemsediğiniz insanlar.
Unutmayın, zamanınız ve enerjiniz sahip olduğunuz en değerli kaynaklardır. Bunları sadece harcamayın; hayatınızda gerçek bir fark yaratacakları yerlere yatırın. İşte bu akıllıca çalışmaktır.
Bir seferde bir göreve odaklanın. Tek bir görev yaptığınızda, tek bir şeye bağlı kalırsınız, bu da onu daha iyi ve daha hızlı yapmak anlamına gelir.
Her şey acil hissettirdiğinde, hiçbir şey acil değildir. Bu yüzden önce neyin geldiğini bilmek önemlidir. Önceliklerinizi belirlediğinizde, gününüzün direksiyonunu elinize almış olursunuz; zamanınızı ve enerjinizi gerçekten önemli olan şeylere yönlendirirsiniz.
Hadi bir an için gerçekçi olalım: Eğer önemli olan şeylere zaman ayırmazsanız, hayat sizin adınıza karar verecek ve bu karar sizin lehinize olmayacak. Bir şeyleri gerçekleştirmek istiyorsanız, onları takviminize, kaçıramayacağınız randevularmış gibi yazmalısınız.
Günlük rutininizi bir binanın iskeleti olarak düşünün; ne kadar güçlü ve tutarlı olursa, o kadar yükseğe ve daha güvenli bir şekilde inşa edebilirsiniz. Gününüze şeklini, öngörülebilirliğini ve ritmini veren alışkanlıklarınızın toplamıdır.
Daha çok çalışma günleri geride kaldı. Bunun yerine daha akıllıca çalışmayı öğrenin. Önemli görevleri halletmek için en üretken saatlerinizi kullanın.
Özünde, daha akıllıca çalışmak, işinizin sizin için çalışmasını sağlamak anlamına gelir, tam tersi değil.
"İnsanlar çoğu zaman yanlış şey üzerinde çok çalışıyorlar. Doğru şey üzerinde çalışmak, çok çalışmaktan muhtemelen daha önemlidir." — Caterina Fake
8.Dengeyi Kaybetmek Dengeyi Bulmanın Bir Parçasıdır
Denge, değişken ve dinamik bir kavramdır: Dengeyle ilgili önemli olanın bilgi akışını açmak ve yeniden sağlamak olduğunu söylüyor. Durumumuz, ilişkimiz ve sorunlarımız hakkında daha geniş bir anlayışa engel olduğumuzda veya kapandığımızda dengesizleştiğimizi söyleyebiliriz. Üzerinde durduğumuz zemini kaybederiz ve bunun yerine daha soyut düşünceler ve anılar koyarız. Sanki tam anlamıyla anlayışımızı kaybetmişiz gibi.
Kontrolü bırakmak, işlerin kendiliğinden yoluna girmesine izin vermenin anahtarıdır. Bazen dengeyi bulmak için dengeyi kaybetmeniz gerekir. Risk almaya açık olun. Farklı bir şey deneyin. Mesai saatleri dışında işte kalmanız gerekiyorsa, başka bir gün biraz izin alın. Uzun vadede denge arayın, hayattaki her durumda değil.
Aşırı bağlantılı dünyamızda, fişi çekmek bir süper güçtür. Ekranlardan uzaklaşmak, yavaşlamak ve farkındalığı uygulamak için zaman ayırın. İster meditasyon yapın, ister rahat bir yürüyüşe çıkın veya sadece dikkat dağıtıcı şeyler olmadan bir yemeğin tadını çıkarın, farkındalık anda kalmanıza ve kaos içinde dengeyi bulmanıza yardımcı olur.
Her zaman dengeyi koruyabileceğimizi hayal etmek yerine, tekrar tekrar dengeye doğru ilerleyebiliriz. Yeni alışkanlıklar geliştirmek ve yaptıklarımıza dikkat etmek bize yardımcı olabilir.
“Sadece karanlıktan kaçınmaya veya ışığa tutunmaya çalışırsanız, dengede yaşayamazsınız. Olduğunuz her şeyin bilincinde olmaya çalışın. ” — Gary Zukav
9.Hayır Demeyi Öğrenin
Bir zamanlar bilge bir adam şöyle demişti: "Yanlış şeylere HAYIR dediğinizde, aslında doğru şeye EVET diyorsunuz."
"Hayır" demek bazıları için güçlendirici ve özgürleştirici olabilirken, diğerleri için korkutucu veya rahatsız edici olabilir.
'Hayır' demek birkaç nedenden dolayı zor olabilir. Çoğumuz nazik ve anlayışlı olmaya şartlandırılmışızdır ve 'hayır' demek kaba veya yardımsever olmadığımızı hissettirebilir.
Başkalarını hayal kırıklığına uğratmaktan veya onlarla olan ilişkilerimize zarar vermekten de endişe duyabiliriz.
Ayrıca 'hayır' dersek fırsatları veya deneyimleri kaçırmaktan korkabiliriz.
Ancak, 'hayır' demenin kendimize iyi bakmanın ve sınırlarımıza saygı göstermenin bir yolu olduğunu hatırlamak önemlidir. Sınırlar belirleyerek ve 'hayır' demeyi öğrenerek kendimiz için daha sağlıklı, daha mutlu bir gelecek yaratabiliriz.
Sınırlar, zamanımızı, enerjimizi ve refahımızı korumak amacıyla kendimize ve başkalarına koyduğumuz limitlerdir.
Bunlar kritik öneme sahiptir çünkü sağlıklı ilişkiler sürdürmemize, tükenmişliği önlememize ve ihtiyaçlarımızın karşılanmasını sağlamamıza yardımcı olurlar.
Herkese ve her şeye evet demeyi ve hepsini iyi yapmayı göze alamayız.
Zorluklara rağmen, hayır demeyi öğrenme yolculuğu kesinlikle dönüştürücü olacak. Bu kolay bir yolculuk olmayabilir ama inanın bana, buna değer.
Herkesi memnun etme baskısından ve bir şeyleri kaçırma korkusundan kurtulun. İnançla hayır deyin ve hayatınızın nasıl kendi yarattığınız bir şahesere dönüştüğüne tanık olun. Bunu başarabilirsiniz.
"Zamanınızı kontrol altında tutmalısınız ve hayır demediğiniz sürece bunu yapamazsınız. İnsanların hayatınızdaki gündeminizi belirlemesine izin veremezsiniz." — Warren Buffett
10.Aileniz ve Arkadaşlarınızla Kaliteli Zaman Geçirin
Ailenize ve yakın arkadaşlarınıza onları sevdiğinizi en son ne zaman söylediniz? Cevabınız ne olursa olsun, bugün yapın. Sevdiklerinize ne ifade ettiklerini söylemeden o günü yaşamalarına izin vermeyin.
Hayatınızdaki ilişkilere zaman ayırmak dengeyi korumak için kritik öneme sahiptir. Yoğun veya stresli olduğunuzda bile, ister bir aile yemeği ister bir arkadaşınızla kahve buluşması olsun, arkadaşlarınız ve ailenizle takılmak için zaman ayırın.
Aileniz ve arkadaşlarınızla kaliteli zaman geçirmek kendimiz için yapabileceğimiz en iyi yatırımlardan biridir. Fiziksel ve ruhsal sağlığınız, iyiliğiniz ve ilişkileriniz için olmazsa olmazdır. Bu yüzden bugün sevdiğiniz insanlara zaman ayırın.
Birisiyle biraz zaman geçirmek bile önemsediğinizi, yoğun programınızda yapacağınız tüm işler arasından onlar için zaman ayırmayı seçecek kadar önemli olduklarını gösterir. Çoğu zaman, kalbimizin ne hissettiğini gerçekten dile getiren şey sadece sözlerimiz değil, eylemlerimizdir.
Ayrıca her etkileşimde, nezaketimiz ve minnettarlığımızla başkalarının gününü daha aydınlık hale getirme fırsatını yakalarız.
Sizi destekleyen, zorlayan ve dengeli olmanızı teşvik eden ilişkiler arayın.
“Sevdiklerinize uçmaları için kanatlar, geri dönmeleri için kökler ve kalmaları için nedenler verin. ” — Dalai Lama
Sonuç
Denge, zamanımızı nasıl kullandığımızdan çok, şu anda ve burada yaptığımız şeyin tadını çıkarmakla ilgilidir. İş yerinde olup bitenler konusunda endişeleniyorsanız izin almanın ne anlamı var? Zihniniz, bedeninizin olduğu yerde olmalı. Yaptığınız şeyden zevk aldığınızda, yapmadığınız şeyler için suçluluk duymaz veya başkalarını suçlamazsınız.
Sürdürülebilir yaşam dengesi kurmak bir varış noktası veya tek seferlik bir aktivite değil, yol boyunca devam eden yeniden değerlendirme, iyileştirme ve ayarlama döngüsüdür. Her insanın yolu benzersizdir; dengeye ulaşma konusunda herkese uyan tek bir yaklaşım yoktur.
Denge elde edebileceğimiz bir şey değildir; bir zihin durumudur. Hayatın sabit olmadığını, sürekli hareket halinde olduğunu fark etmektir.
Özetle, sağlıklı beslenin, aktif olun ve pozitif düşünün. Her şey ölçülü olsun. Her şeyde ölçülü olmak, hayatınızda sağlıklı bir denge olması demektir, bu yüzden gülün, sevin, yaşayın ve sağlıklı olun.
Yolculuğu kucaklayın ve dengeli bir hayat yaşamanın getirdiği ödüllerin tadını çıkarın. Unutmayın, her şey sizin elinizde. Daha dengeli ve tatmin edici bir hayata ulaşmak için bugün ilk adımı atın.
Daha dengeli bir hayat yaşamak için geçmişe bakın, şimdide yaşayın ve geleceğe odaklanın. Başkalarının istediği gibi değil, kendi yaşamak istediğiniz gibi yaşayın.
Zig Ziglar'ın bir zamanlar söylediği gibi: ''Hayat dengeyle ilgilidir. Nazik olun, ancak insanların sizi kötüye kullanmasına izin vermeyin. Güvenin, ancak aldatılmayın. Memnun olun, ancak kendinizi geliştirmeyi asla bırakmayın.”
Yorum Gönder