Hiç kimsenin hayatı, öteki kişilerin hayatı üzerine vakfedilmemiştir. Herkesin kendisini mutlu etmek için çabaları olmalı ki, öfkeler azalsın. Mehtap Kayaoğlu
Çivi çıkar izi kalır
Bir zamanlar küçük bir kasaba vardı; bir adam, karısı ve oğlu ile birlikte ile mutlu bir şekilde yaşıyorlardı bu küçük kasabada. Zaman ilerledikçe; baba, küçük oğlunun davranışlarının değişmeye başladığını fark etti.
Çocuk çok huysuzdu. Kendisini düzeltmesi konusunda baba onu uyarmaya çalıştı ama sonuç alamadı. Oğlan çok sık sinirleniyor ve çoğu zaman öfkesini kontrol edemiyordu. Sözleri başkalarını incitmeye başlamıştı; arkadaşları onunla konuşmak istemiyor ve ailesi onun için gerçekten endişeleniyordu artık.
Güzel bir sabah baba, oğlunu evin arka bahçesindeki ahşap çitin yanına çağırdı. Çocuğun davranışlarını düzeltmesi için bir planı vardı. Ona bir torba çivi ve bir çekiç verdi ve:
-Arkadaşlarınla tartışıp, kavga ettiğin her an için bu tahtaya torbadaki çivilerden birini çak dedi.İlk başta, genç çocuğa garip geldi. Ancak çocuk, babasının talimatına uydu ve daha ilk gün arka bahçedeki tahta çite tam 43 tane çivi çaktığını fark etti.
Baba oğlundan, belirli bir günde ne sıklıkta ve ne kadar sinirlendiğini fark etmesini istedi. Sonuçlar endişe vericiydi ve küçük çocuk öfkesini kontrol etmeye karar verdi.
Çocuk, kendini dinledikçe öfke yaratan anları yavaş yavaş fark etmeye başladı. Sonraki haftalarda öfkesini kontrol etmeye çalıştı ve çite çaktığı çivi sayısı yavaş yavaş azaldı.
Günlerden bir gün, oğlan tahtaya hiç çivi çakmadan bir günü tamamladı ve heyecanla gidip babasına durumu anlattı. Baba:
-Bugünden başlayarak, tartışmadan tamamladığın her gün için tahtadan bir çivi çıkar dedi.
Günler geçti ve genç çocuk sonunda babasına bütün çivileri çıkardığının müjdesini verdi. Oğlan öfkeden kurtulma sanatını öğrendi. Davranışını değiştirebildiği için çok mutluydu.
Baba oğlunun elinden tuttu ve onu arka bahçenin ahşap çitine tekrar götürdü:
-Mükemmel, çok iyi iş çıkarmışsın evlat ama çitteki deliklere bak ve onları hiçbir zaman aklından çıkarma. Öfkeyle söylediğin her söz tıpkı buradaki delikler gibi karşındaki insanda telefi edilemeyecek izler bırakır.
Sonuç
Öfke, dış etkenler nedeniyle ortaya çıkar ve çok geçmeden tekrar zihninizde sakinleşir. İçinizden öfkeyi kovalamak zorunda değilsiniz. İçinizde olmasına izin verirsiniz, onu şefkatle kucaklarsınız ve sonra öfke azalır ve tehlikenin üstesinden gelinir. Öfkenizi insanlara değil sorunlara yönlendirmek, enerjinizi bahanelere değil cevaplara odaklamak akıllıca olacaktır. Kısaca; biraz sakin kalabilmek ve sorun yaşadığınızda veya öfkelendiğinizde aklınızın göstereceği yola sığınmak yeterlidir aslında.
Bu ilham verici hikayenin öfkenizi kontrol etmenin yanı sıra bir başka mesajı da iyi iletişim becerilerine sahip olmaktır. Çabuk öfkelenen kişi asabi değildir; sadece öfkeden başka etkili iletişim araçları olduğunu bilmez. Halbuki, iyi iletişim becerileriyle birleşen iyi bir duygusal sağlık, mevcut ilişkilerinizi geliştirmenize ve yeni ilişkiler kurmanıza yardımcı olacak ve bu da genel olarak kişiliğinizi geliştirecektir.
Duygularınızın sizi ele geçirmesine izin vermediğiniz kadar insansınız! Öfke, nefret, kıskançlık, hayal kırıklığı. Bu duyguların kontrolü ele geçirip hemen bir davranışa dönüşmesini engelleyebiliyorsanız gelişirsiniz. Akilah Azra Kohen
Yorum Gönder