Yaşam Kavanozu


Motive edici ve ilham verici hikayeler dizimizde bugün zaman yönetimi ve öncelikleri belirleme hakkında bir hikaye paylaşmak istiyorum: Yaşam kavanozu. Aşağıdaki hikaye bir süredir ortalıkta dolaşan bir hikaye. Hayatımızdaki öncelikleri uygun şekilde belirlemek ve zamanı planlamak konusunda çok önemli bir mesaj içerdiğine inanıyorum.

Yaşam kavanozu


Bir gün Northwestern Üniversitesi, Kellog Business Scholl’da İş İdaresi Master dersinde profesör sınıfa girip karşısında duran dünyanın en seçilmiş öğrencilerine kısa süre baktıktan sonra:

-Bugün zamanı verimli kullanmak konusunda birlikte bir çalışma yapacağız der.

Kürsüye yürüyüp, kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkarır. Sonrasında kürsünün altından yumruk büyüklüğünde taşları çıkarıp büyük bir dikkatle kavanozun içine yerleştirmeye başlar. Kavanozun daha başka taş almayacağına emin olduktan sonra öğrencilerine döner ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sorar.

Öğrenciler kavanozun başkaca taş almayacağından emin oldukları için hep bir ağızdan “Doldu” diye cevaplarlar.

Profesör, “Öyle mi?” cevabının ardından kürsünün altına eğilerek bir kova kırılmış küçük taş çıkartır. Bunları kavanozun içine yavaş yavaş döker. Sonra dikkatli şekilde sallayarak taşların yerleşmesini sağlar. Öğrencilerine döner ve bir kez daha “Bu kavanoz doldu mu?” diye sorar.

Bir öğrenci kısık sesle “Dolmadı herhalde” diye cevaplar.

“Doğru” der profesör ve gene kürsünün altına eğilerek bir kova kum alır ve tüm kum taneleri taşların arasına doluncaya kadar yavaş yavaş döker. Gene öğrencilerine döner ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sorar.

Tüm öğrenciler hep bir ağızdan “Hayır” diye bağırırlar.

“Güzel” der profesör ve kürsünün altına eğilerek bir sürahi su alır ve içi taşlarla dolu olan kavanoz ağzına kadar doluncaya dek suyu boşaltır.

Sonra öğrencilerine dönerek “Bu deneyin amacı neydi” diye sorar.

Uyanık bir öğrenci hemen “Zamanımız ne kadar dolu olursa olsun, daha ayırabileceğimiz zamanımız mutlaka vardır.” diye atlar ve soruyu cevaplar.

“Hayır!” der profesör. “Bu deneyin asıl anlatmak istediği eğer büyük taşları baştan yerleştirmezseniz küçükler girdikten sonra büyükleri kavanoza hiç bir zaman koyamayacağınız gerçeğidir.”

Öğrenciler şaşkınlık içinde birbirlerine bakarken profesör devam eder:

-Nedir hayatımızdaki büyük taşlar? Çocuklarımız, eşlerimiz, ailemiz, sevdiklerimiz, arkadaşlarımız, işimiz, eğitimimiz, hayallerimiz, sağlığımız, bir eser yaratmak, başkalarına faydalı olmak, onlara bir şey öğretmek! Büyük taşlarınız bunlardan birisi, belki birkaçı, belki hepsi. Bu akşam uyumadan önce iyice düşünün ve hayatınızdaki sizin büyük taşlarınız hangileridir. Karar verin.

-Bilin ki, büyük taşlarınızı kavanoza yerleştirmezseniz hiçbir zaman bir daha koyamazsınız, o zaman da ne kendinize, ne de çalıştığınız kuruma, ne de ülkenize faydalı olurusunuz. Bu da iyi bir iş adamı, gerçekte de iyi bir adam olamayacağınızı gösterir der ve kendisini şaşkınlıkla izleyen öğrencileri sınıfta bırakarak çıkar gider.

Sonuç


1.Yukarıdaki zaman yönetimi hikayesinde profesör, hayatınızın her yönünün çevrenizdeki insanları ve değer verdiğiniz şeyleri etkilediğini söylüyor. Önce neye veya kime öncelik vereceğinizi öğrenirseniz, her şey için zamanınız olabilir. Her seferinde bir şey yapın ve iyi yapın. Gelişmek ve en sert fırtınaları atlatmak için hayatınızı sağlam bir zemin üzerine inşa edin.

2.Şimdi, bazıları güzel şeyleri karşılayabilmek için çok çalışıyor: büyük bir ev, güzel bir araba ve bankada para. Bütün bunlar değerlidir; ailemiz ve kendimiz için rahat bir yaşam arzuluyoruz. Ama enerjimizi tamamen bu amaca odakladığımızda zenginlik, şöhret ve nüfuz arzusu her şeyi tüketir ve bağımlılık yapar. Tatmin edici bir hayat yaşamak, sizin için neyin önemli olduğunu bilmek ve onu kalbinize yakın tutmakla başlar. Hayat, önemli olmayan şeylere odaklanmak için çok kısa.

3. Her zaman önemli şeyler için zaman ayırın. Hepimiz meşgul hayatlar sürüyoruz ve çoğumuzun anlamlı bağlantılar geliştirmek için zar zor zamanı oluyor. En son ne zaman ailecek akşam yemeği yediniz veya bir arkadaşınızla bir derdinizi paylaştınız ? Çocuklarınız sizi evinizde bir yabancı olarak düşünürken, çocuklar için fazladan saatlerce çalışmanın ne anlamı var? Size tatmin duygusu veren şeyler yapın. Ailenizle kaliteli zaman söz konusu olduğunda özverili olun.

4.Hayatınızda dengeyi sağlamalısınız. Hikayede, küçük yaşam şeylerini temsil eden küçük çakıl taşları daha büyük taşları doldurur. Bu nedenle, hayattaki tüm temel şeyleri temsil eden daha büyük taşların kavanozda çok az yeri vardır. Bu, bir şeye çok fazla odaklanıp diğerini tamamen ihmal edemeyeceğiniz anlamına gelir. Uyum yaratmak için hayatınızda dengeyi bulmayı öğrenmelisiniz. Bunu yapmazsanız, hayatınızın belirli yönlerini her zaman ihmal edersiniz. Ve bu, uyumsuzluğa ve memnuniyetsizliğe yol açacaktır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski