Hayat küçük, güzel şeylerle dolu ama geleceğe çok odaklandığımız için çoğu zaman bunları fark edemiyoruz. Bugün sizlerle ailesi tarafından her türlü olanak sağlanan fakat bir türlü mutlu olamayan küçük bir çocuğun hikayesini paylaşmak istiyorum.
Küçük Şeylerin Değerini Bil
“Anne, yeni Xbox konsolu çıktı. Onu istiyorum!" Arav çok mutluydu.
“Ama Arav, senin zaten bir Xbox'ın var, başka hiçbir şey alamayacaksın" diye yanıtladı Mala öfkeyle.
Arav’ın heyecanı hayal kırıklığına dönüştü. "Senden nefret ediyorum!" diye bağırdı, bisikletinin anahtarlarını aldı ve dışarı fırladı.
Mala, tek oğullarını mutlu edebilmek için daha neler yapabilirim diye düşündü. Kocası, Arav'ın bitmek bilmeyen taleplerine nadiren hayır diyordu. 16 yaşındaki bir çocuğa göre Arav, yaşıtlarının isteyebileceği tüm lükslere sahipti.
Bu arada, şehirde amaçsızca dolaşırken Arav'ın zihninde sayısız düşünce uçuşuyordu. Çok talihsizim. Keşke daha iyi bir ailem olsaydı, diye düşündü dehşet içinde.
Kırmızı ışıkta dururken bakışları köşede toplanmış bir aileye takıldı. Yırtık pırtık kıyafetleri onların bitmek bilmeyen mücadelelerinin hikâyesini anlatıyordu. Ama asıl dikkatini çeken şey, yıpranmış, eski bir oyuncak ayıyla dünya umurunda olmadan oynayan bu küçük çocuktu.
Arav şaşkına dönmüştü. Hayatta yaşadığı her şeye rağmen çocuğun yüzünde gördüğü sonsuz mutluluğu hissettiği tek bir an bile hatırlamıyordu.
Sinyal yeşile döndü ve Arav süratle oradan ayrıldı. Hem sokakta hem de kendi hayatında U dönüşü yapmaya karar verdi.
Eve gelir gelmez annesinin yanına gitti. “Anneciğim... Az önce olanlar için çok özür dilerim. Xbox istemiyorum. Sanırım yeterince var." dedi ciddiyetle.
"Gerçekten mi? Fikrini değiştirmene ne sebep oldu? Benden nefret ettiğini sanıyordum." dedi annesi, yaklaştı ve ellerini tuttu.
“Hayır anne. Sen ve babam isteyebileceğim en iyi ebeveynlersiniz. Benim için çok şey yaptınız" dedi.
Ertesi gün Arav depoya koştu ve annesinin özenle istiflediği eski oyuncaklarını karıştırdı. Ayrıca eski kıyafetler de buldu. Bunları bir çantaya toplayıp fakir çocuğa ve ailesine götürdü.
Onların gülen yüzlerini görmek, gerçek mutluluk iksirini tattığı an oldu.
Gözlerinizi Açın
İnsanlar günlerini büyük şeyler hakkında endişelenerek ve düşünerek geçiriyorlar: O büyük sınavda başarılı olmak, o yüksek maaşlı işe girmek, o randevuya gitmek. Hayatı bu kadar özel kılan tatlı küçük şeyleri fark edemiyorlar: Ofis pencerenizin dışındaki ağaç dalında cıvıldayan kuş, iş stresinden ziyade doğanın güzelliğinin tadını çıkarmaya bir çağrıdır, ancak muhtemelen bunu fark etmeye zaman ayırmıyorsunuz.
Gözlerinizi, kulaklarınızı ve tüm duyularınızı açın ve hayattaki küçük şeyleri fark edin ve kabul edin. Küçük şeylerin değerini anladığınızda, hayatın tamamını takdir etmeye başlarsınız. Daha mutlu olursun.
Gerçek mutluluğun ilk anahtarı küçük şeylerin değerini bilmektir. Küçük şeyler gerçekten önemlidir. Binlerce küçük şey bir araya gelerek büyük bir şeye dönüşür. Bu yüzden lütfen hayattaki küçük şeylerin kıymetini bilin ve küçük şeylerin size verdiği kısa mutluluk anlarının büyük mutluluklara yol açmasına izin verin.
Yorum Gönder