Ne oldu bize? Nasıl bu hale geldik?


İnsanı insan yapan özellik, “duyma”sıdır. Duyma, kulağın işitmesi değil, kalbin sızlayabilmesi halidir. Toplumda inanılmaz bir mutsuzluk ve umutsuzluk hakim. Diğer taraftan vergiler üçe beşe katlanıyor, asgari ücret açlık sınırının altında ve adalet yerini mafya düzenine bırakmış ama insanlar o kadar rahat ve o kadar da tepkisiz ki; inanılır gibi değil. Bugün tam da bu konu ile ilgili bir fıkra paylaşmak istiyorum sizlerle.

İnsanlığın doğası, başkasının acısını kendisininmiş gibi hissetmek ve o acıyı dindirmek için harekete geçmek üzerine kuruludur. Şefkatte asalet, empatide güzellik, bağışlamada zarafet vardır. John Connolly

Köprünün Ortasındaki Adam

Padişahın biri halkının vergiye karşı hangi noktadan sonra direneceklerini test etmek ister. Bunun için vezirlerini çağırır.

Vezirleri huzura çıkar, saygılı bir şekilde beklerler.

Padişah;

— Köprülere adam koyun, geçenden bir akçe alsınlar! der.

Aradan bir süre geçtikten sonra Padişah vezirlerine sorar:

— Nasıl, halk hayatından memnun mudur? Herhangi bir şikâyet var mı?

Vezirler:

— Hiç bir tepki yok Sultanım!

— İyi o zaman. Köprünün diğer tarafına da bir adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!

Aradan bir süre geçmiş, Padişah tekrar sormuş vezirlerine:

— Var mı halinden şikâyet eden?

— Yok!

Halkının tepkisizliğine kızan Padişah, gürlemiş:

— Köprülerin ortasına da birer adam koyun, gelip geçeni …. yapsın!

Aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen Padişah, çağırmış vezirlerini,

—Halkı dinleyelim hele bir, demiş. Gitmişler köye, Padişah sormuş:

— Halinizden memnun musunuz, var mı bir şikâyetiniz?

Ses yok. Padişah tekrar :

—Taş üstünde taş omuz üstünde baş komam! Var mı şikâyeti olan hemen söylesin! Diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş:

—Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!

—Eeee! demiş Padişah bir umutla… Ne olmuş o köprünün ortasındaki adama?

— Aksamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, mümkünse bir adam daha koysanız…

Son Düşünceler

Ne oldu bize? Nasıl bu hale geldik? Yoksa hep böyle miydik?

Asıl mesele ne biliyor musunuz? Ne enflasyon ne işsizlik ne de adaletin yerini almış mafya düzeni.

Asıl mesele toplumun büyük kesiminin ülke sorunlarıyla ilgilenmemesi, kulağını tıkaması.

Korku kültürünün etkisiyle mi bilmiyorum ama; ilgisiz, duyarsız ve tepkisiz bir toplum olduk.

Bir boş vermişlik hali var; sormama, sorgulamama, umursamama durumu.

Ama sen konuşmazsan, ben konuşmazsam, o konuşmazsa, yani “konuşması gerekenler” konuşmazsa, bu işler nasıl düzelecek?

Hiç siz “tepkisiz” ve “duyarsız” toplumlarda sorunların çözümlendiğini gördünüz mü, duydunuz mu?

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski