Başarısızlıklarımızı Haklı Çıkarmak İçin Kullandığımız 7 Bahane


İnsanlar; yapmak istemedikleri, yapmayı unuttukları ya da yapmaya hiç niyetleri olmayan bir şey olduğunda bahaneler bulma eğilimindedir. Bahaneler söz konusu olduğunda hepimiz birer mucit kesiliriz. Hayatımızın yarısını ne yapacağınızı söyleyerek, diğer yarısını da neden yapamadığınızı açıklayarak geçiririz.

Çoğu zaman bahaneler kendimizi çok daha iyi hissetmemizi sağlar. Arkadaşlarımıza bir şeyi neden yapamadığımızı anlattığımızda sempati kazandığımızı, onlarla daha derin bağlar kurduğumuzu düşünürüz. Bu sadece bir yanılsamadır. Aslında sempati kazanmıyoruz, güven kaybediyoruz. Şikayet ettiğimizde aslında başkalarına yeterince iyi olmadığımızın bir kanıtını vermiş oluyoruz.

Ne yazık ki, zihnimiz başlamadan önce pes etmeye teşvik eden, başladığımızda çabalarımızı sabote eden veya sonsuz bir erteleme döngüsüne sevk eden bahaneler öne sürerek bizi engellemeye çalışır. Ancak yapmamız gereken; korkularımızı kabul etmek, zorlukların farkına varmak, doğru hedefler belirlemek ve başarıya giden yolu açık tutmaktır.

Bu makalede başarısızlıklarımızı haklı çıkarmak için kullandığımız yedi yaygın bahaneyi ve bunların üstesinden nasıl gelebileceğimizi inceleyeceğiz.

1.Yeterli Zamanım Yok


Zihninizin size söylediği şey: " Gerçekten meşgulüm ve buna ayıracak zamanım yok."

Bu muhtemelen insanların bir şeye başlamamak için öne sürdüğü en yaygın bahanedir. Zaman en çok istediğimiz ama en kötü kullandığımız şeydir ve zamanımızı geçirme şeklimiz kim olduğumuzu tanımlar. Zamanlarını en kötü şekilde kullananlar, zamanın yetersizliğinden ilk şikayet edenler oluyor.

Hepimiz aynı 24 saate sahibiz; peki nasıl bazı insanlar aynı zaman diliminde diğerlerinden daha fazlasını başarıyor? Cevap: İyi zaman yönetimi. 24 saatinizi değiştirin, hayatınız değişecektir.

Zaman yönetimi, belirli faaliyetlere ne kadar zaman harcanacağını planlama ve kontrol etme sürecidir. Doğru yaptığınızda, zaman kısıtlı ve baskılar yüksek olsa bile, daha kısa sürede daha fazlasını başarmak için daha çok değil, daha akıllıca çalışırsınız.

İyi zaman yönetimi size günlük yaşamınızda harcayabileceğiniz ekstra zaman sağlar. Zamanı etkili bir şekilde yönetebilen insanlar, hobilere veya diğer kişisel uğraşlara daha fazla zaman ayırmanın keyfini çıkarırlar.

Kişisel zaman yönetiminizi optimize etmek için öncelikle zamanın nereye gittiğini anlamanız gerekiyor. Günlük aktivitelerinizi bir hafta boyunca takip ederek özenle kaydedin ve buradan çıkan sonuçlara göre zaman planlamasını yeniden yapın.

Unutmayın, bir insanın harcayabileceği en değerli şey zamandır. Hayatı seviyorsanız, zamanı boşa harcamayın; çünkü hayat, zamandan ibarettir.

2.Kapasitem Bu Kadar


Zihninizin size söylediği şey: "Benden bu kadar, yapabileceğim en iyi şey bu."

Birçok insan yeterince akıllıdır ve hedeflerine ulaşmak için düşündüklerinden daha fazla yeteneğe sahiptir. Ancak kendilerini sonuçlardan sorumlu tutmak istemedikleri için başarısız olurlar.

Bu bahane tamamen kırılma noktanızla ilgilidir. En azından sahip olduğunuzu düşündüğünüz kırılma noktası. Kendinizi bu bahaneyi kullanırken yakaladığınızda, bitiş çizgisine ulaşmak için ne tür bir teşvike veya itmeye ihtiyacınız olduğunu düşünün.

Başarının sırrı yetenek değil, azimdir. Zorluğu kabul ederseniz, zorlukların üstesinden gelmek için strateji oluşturmaya, planlamaya ve ne yapmanız gerektiğini anlamaya başlarsınız ve bu başarılı olma olasılığınızı artırır.

Gerçekten insanoğlunun sandığımızdan çok daha fazlasını yapabilecek kapasitede olduğuna inanıyorum. Beynimizin sadece %10'unu kullandığımız efsanesini muhtemelen duymuşsunuzdur . Ben şahsen çoğu insanın kapasitesinin %10'uyla çalıştığına inanıyorum. Eğer kendinizi gerçekten işinize adarsanız yapabileceğiniz şeylere hayran kalacaksınız.

Küçük bir şey olsa bile, üzerinde çalıştığınız konuda daha iyi olmak için kendinizi biraz zorlayın. Vazgeçmek yerine yeteneklerinize güvenin ve kendinizi işinize adayın.

3. Kimse Destek Olmuyor


Zihninizin size söylediği şey: "Bunu tek başıma yapamam, kimse bana destek olmuyor."

Çoğu zaman başarısızlıklarımızın nedeni olarak, yeterince destek alamadığımızı ileri süreriz. Elbette teşvik, kaynak veya anlayış eksikliği, ilerlememizi önemli ölçüde etkileyebilir. Ancak nihai sorumluluğun kendi içimizde olduğunu kabul etmek daha önemlidir.

Bu mazeretin üstesinden gelmek için öncelikle hedeflerimizi ve isteklerimizi etrafımızdakilere iletmeliyiz. Arzularımızı ve ihtiyaçlarımızı açıkça ifade etmek, başkalarının yolculuğumuzun önemini anlamalarına ve potansiyel olarak aradığımız desteği sağlamalarına yardımcı olabilir.

Gerçekten yardıma ihtiyaç duyduğunuz bir an gelebilir. Size farklı bir bakış açısı veya farklı bir yaklaşım sağlayabilecek daha deneyimli birine ihtiyacınız olabilir.

Benzer düşüncelere sahip bireyleri bulmak veya benzer hedeflere sahip topluluklara katılmak, yakın çevremizden gelen destek eksikliğinin üstesinden gelmek için gerekli teşviki ve dostluğu sağlayabilir.

Kendi değerimizi tanımak, başarılarımızı kutlamak ve özgüvenimizi geliştirmek, dış onay eksikliğine rağmen ilerlememizi sağlayabilir. Kendine inanmak, dış desteğin yokluğunun üstesinden gelmede hayati öneme sahiptir. 

Unutmayın, başkalarının şüpheciliği veya ilgisizliği karşısında bile kendi motivasyonumuzu ve kararlılığımızı artırma gücümüz var.

4.Tutku Eksikliği


Zihninizin size söylediği şey: "Bu kadar çabaya değer mi, bilmiyorum çok kararsızım."

Bizi sabote eden en büyük bahanelerden biri, hedeflerimizin aptalca ya da peşinde koşmaya değmez olduğuna inanmaktır. Bu olumsuz kendi kendine konuşma, özsaygı eksikliğinden, yargılanma korkusundan veya toplumsal baskıdan kaynaklanır.

Bu bahaneyi aşmak için zihniyetimizi değiştirmeli ve tutkunun gücünü kucaklamalıyız. Hedeflerimiz ve arzularımız son derece kişiseldir ve başkaları için önemsiz görünen şeyler bizim için büyük değer taşıyabilir. Hayallerimizin özel olduğunu ve zamanımızı ve çabamızı hak ettiğini anlamak çok önemlidir.

Size ilham veren ve motive eden rol modelleri ve başarı hikayelerini arayın. Tutkunuzu ateşleyen ve size gerçekten neyin neşe getirdiğini hatırlatan faaliyetlere katılın. Bireyselliği ve farklı hedefleri yücelten destekleyici bir ortama katılarak, arzularımızın aptalca veya ulaşılamaz olduğu inancının üstesinden gelebiliriz.

5.Erteleme Hastalığı


Zihninizin size söylediği şey: "Şimdi işim var, yarın yaparım."

Sıklıkla başvurduğumuz bir başka bahane de erteleme ve unutkanlıktır. Kendimize sözler verir, hedefler koyarız ama günlük hayatımızın karmaşasında onları sürekli erteleriz veya unuturuz. İlerlememizi takip edecek somut bir planın veya sistemin olmaması bu unutkanlığa katkıda bulunabilir.

Erteleme ve unutkanlık ile mücadele etmek için açık ve spesifik hedefler belirlememiz gerekir. Bunları yazmak ve onlara ulaşmak için bir yol haritası oluşturmak, neyi başarmak istediğimizi sürekli olarak hatırlatabilir. Takvimler, yapılacaklar listeleri veya mobil uygulamalar gibi araçları kullanmak düzenli ve hesap verebilir kalmamıza yardımcı olabilir.

Dahası, rutinimize düzenli öz değerlendirmeyi dahil etmek, hedeflerimizi yeniden değerlendirmemize ve odaklanmamızı sağlamamıza yardımcı olabilir. İlerlememizi gözden geçirmeyi ve eylemlerimizi hedeflerimize göre yeniden düzenlemeyi alışkanlık haline getirerek, erteleme ve unutkanlığın arzularımızı raydan çıkarma riskini en aza indiririz.

6.Hatayı Başkasında Aramak


Zihninizin size söylediği şey: "Benim suçum değil, ben elimden geleni yaptım ama olmadı."

CareerBuilder tarafından yapılan bir anket, çalışanların hataları için en yaygın bahanelerinin başkalarını suçlamak (%39) olduğunu ortaya çıkardı.

Başarısızlıklarımız için mazeret bulmanın çok insani bir yanı var. Egomuz suçu başka bir kimseye, bizden uzak bir yere atarak kendini korumaya çalışır. Ancak mazeretleriniz asla hedeflerinizi, hayallerinizi veya hırslarınızı gerçekleştirmenize yardımcı olmaz.

Bazı insanlar diğerlerinden daha zor bir yola sahip olsa da, tüm zamanların en büyük, en başarılı insanlarının daha zor koşulların üstesinden geldiğini ve başardığını hatırlamak önemlidir. Bu onların yollarının kolay ya da adil olduğu anlamına gelmiyor; yalnızca önlerine engel çıkmasına izin vermedikleri anlamına geliyor.

Pek çok insan hayatın anlamını, kazanan olmaktan ziyade kurban olmakta buluyor. Hayatınız adil olmasa bile bundan şikayet etmenin size bir faydası yok çünkü hala yerdesiniz. Bunun yerine, bu enerjiyi kendinizi ileriye taşımak için kullanın.

7.Başarısızlık Korkusu


Zihninizin size söylediği şey: " İşe yaramayacak, denemek istemiyorum. Başarısız olmaktan korkuyorum."

İlk deneme önemlidir, ancak ikinci deneme ve onu takip eden diğer girişimler de bir o kadar önemlidir. Pek çok insanın hedeflerini tutturamamasının nedeni, hatalarından ders çıkarmak ve olumlu bir değişiklik yapmak yerine, bahane uydurarak pes etmeleridir.

Bu sizin hedefiniz, dolayısıyla elbette deneyip başarılı olmak istersiniz. Bu nedenle eğer zihniniz size denemek bile istemediğinizi söylüyorsa bilin ki bu hissettiğiniz başarısızlık korkusuna bir tepkidir. İyi haber şu ki, korkuyu kabul etmek onun üstesinden gelmenin ilk adımıdır. Korkunuzu sahiplenin ve onunla yüzleşin.

Denemekten korkmayın, eğer izlediğiniz yol sizi hedefe götürmüyorsa, yeni bir stratejinin zamanı gelmiştir. Başarısızlık her zaman başarıdan önce gelir. Başarılı insanların yaptığı düzenlemelerin çoğu, değiştirilmesi veya iyileştirilmesi gereken bir yaklaşımın sonucudur.

Planınız işe yaramıyorsa farklı bir şey deneyin. Bu plan işe yaramayınca başka bir şey deneyin. Bahaneleriniz size asla başarı getirmeyecek, diğer taraftan planda küçük bir değişiklik yapmak ve ısrarcı olmak size başarı getirecektir.

Başarısızlığı sürecin doğal bir parçası olarak yeniden çerçeveleyerek, hata yapma korkusundan kurtulabilir ve büyüme ve başarı potansiyelini kucaklayabiliriz.

Sonuç

Bu listeyi, sonuçlarınızı iyileştirmek için neleri değiştirebileceğinizi gösteren bir seçenekler menüsü olarak düşünün. Belki başarıya bir değişiklik uzaktasınız ya da belki de başarı, sandığınızdan daha fazla değişiklik ve çaba gerektirecek. Ne gerekiyorsa yapın ve tutkunuzun peşinden gidin.

Eğer tutkunuz varsa, bahanelere ihtiyacınız kalmaz, çünkü coşkunuz, aklınıza gelebilecek her türlü olumsuz düşünceyi gölgede bırakacaktır.

Gelin bu bahaneleri bir kenara bırakalım, hayallerimize sahip çıkalım ve kendimizin en iyi versiyonu olmaya söz verelim. Muhteşemliğe giden yol bizi bekliyor.

Her şey sizin elinizde. Tıpkı Steve Maraboli'nin dediği gibi " Günün sonunda hiçbir mazeret, hiçbir açıklama, hiçbir pişmanlık olmasın."

Bu yazıyı okumaktan keyif aldıysanız, arkadaşlarınızla paylaşmaktan çekinmeyin. Düşüncelerinizi yorum bölümünde paylaşırsanız bizi mutlu edersiniz.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski