Merhaba bugün ailesine ayıracak yeteri kadar vakti olmayan bir baba hakkında bir hikaye paylaşmak istiyorum. Hikaye babasının kendisiyle yeteri kadar ilgilenmediğini düşünen bir çocuğun bunu düzeltmek için bulduğu yöntemi anlatıyor. Hikaye bir baba hakkında olsa da , aslında çalışan ve ailesine ve çocuklarına yeterince zaman ayıramayan tüm anne ve babaları ilgilendiriyor.
Bir insana karşı işleyebileceğimiz en büyük günah, ondan nefret etmek değil, ona karşı kayıtsız davranmaktır. İlgisizlik, insaniyetsizliğin ana prensibidir. Bernard Shaw
Babacığım bir saatini bana ayırır mısın?
Adam yorgun argın eve döndüğünde beş yaşındaki oğlunu kapının önünde beklerken buldu.
Çocuk babasına:
-Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun?” diye sordu.
Zaten yorgun gelen adam “bu seni ilgilendirmez” diye cevapladı.
Bunun üzerine çocuk:
-Babacığım lütfen bilmek istiyorum dedi. Adam:
-İlla ki bilmek istiyorsan 100 Lira kazanıyorum” diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk:
-Peki bana 50 Lira borç verir misin?” diye sordu. Baba çok kızmıştı:
-Bunu istemenin nedeni aptalca bir oyuncak veya başka bir saçmalık satın almak içinse, o zaman doğruca odana gidip yatıyorsun. Neden bu kadar bencil olduğunu da düşün ayrıca. Her gün böyle çocukça saçmalıklar için çalışmıyorum ben.
Çocuk sessizce odasına çıkıp kapısını kapattı. Adam sinirli sinirli bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder diye düşündü. Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını hatırladı. Belki de gerçekten ihtiyacı vardı. Yukarı çocuğun odasına çıktı ve kapıyı açtı.
-Uyuyor musun oğlum? diye sordu.
-Hayır baba, uyanığım diye yanıtladı çocuk.
-Al bakalım istediğin 50 Lira sana az önce sert davrandığım için üzgünüm ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim dedi.
Çocuk sevinçle haykırdı:
-Teşekkür ederim babacığım.
Yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkardı, babasının suratına baktı ve yavaşça paraları saydı.
Bunu gören adam iyice sinirlenerek:
-Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun? dedi.
-Ama yeterince yoktu dedi çocuk ve paraları babasına uzatarak:
-İşte 100 Lira, şimdi bir saatini alabilir miyim babacığım? Lütfen yarın eve erken gel. Seninle akşam yemeği yemek istiyorum.
Bunu duyan baba kendini yıkılmış hissetti. Küçük oğluna sarıldı ve özür diledi.
Sonuç
Zamanın her birimiz için ne kadar değerli olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Hepinizin yoğun bir hayatı olduğunu biliyorum ve bazen isteseniz de sevdiklerinize zaman ayırmak zor oluyor. Ne de olsa hepiniz onlar için çalışıyorsunuz ve onlara dünyadaki tüm konforları vermek istiyorsunuz.
Ancak, ailenizle birlikte vakit geçiremedikten sonra konforun ne anlamı var? Farkında mısınız; hayatınızın en güzel yıllarını para kazanmak için harcıyorsunuz ve ailenizin size en çok ihtiyaç duydukları anları kaçırıyorsunuz.
Sevdiklerinizle birlikte daha çok vakit geçirin; bundan sonra ne olacağını asla bilemezsiniz, bu yüzden her an değerlidir. Şimdi her günümü, sanki gördüğün ilk gün ve göreceğin son günmüş gibi yaşa. Unutma sadece küçük bir ilgi ve sevgi ile, hayatınızdaki küçücük şeyler kocaman şeylere dönüşebilir.
Sevdiklerimize vakit ayırmak ile ilgili bu kısa hikayeyi okuduğunuz için teşekkür ederiz. Görüşlerinizi yorumlar bölümüne eklerseniz bizi çok mutlu edersiniz. Bu ilham verici kısa hikayeyi beğendiyseniz, lütfen arkadaşlarınız, aileniz ve sevdiklerinizle paylaşın ve onlara da ilham verin.
Yorum Gönder