Bugün çiçekle suyun yüreklere dokunan ilham verici sevgi hikayesini paylaşmak istiyorum sizlerle. Biraz duygusal bir hikaye ve şunu anlatıyor bize: Sevgi emek ister, fedakârlık ister, en önemlisi merhamet ister.
Sevgi tek başına yetmez. Sevgi bir duygudan ibaret değildir; bir sanattır. Sanatta olduğu gibi sevgide de ilham yetmez, emek vermeden olmaz. Paulo Coelho
Sevgi Emek İster
Günün birinde bir çiçekle su karşılaşır ve arkadaş olurlar. İlk önceleri güzel bir arkadaşlık olarak devam eder birliktelikleri, tabii zaman lâzımdır birbirlerini tanımak için.
Gel zaman, git zaman çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz artık ve anlar ki, suya aşık olmuştur.
İlk kez aşık olan çiçek, etrafa kokular saçar, "Sırf senin hatırın için ey su" diye...
Öyle zaman gelir ki, artık su da içinde çiçeğe karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştır. Zanneder ki, çiçeğe aşıktır ama su da ilk defa aşık oluyordur.
Günler ve aylar birbirini kovalar ve çiçek acaba "Su beni seviyor mu?" diye düşünmeye başlar.
Çünkü su, pek ilgilenmez çiçekle... Halbuki çiçek, alışkın değildir böyle bir sevgiye ve dayanamaz.
Çiçek, suya "Seni seviyorum der. Su, "Ben de seni seviyorum" der. Aradan zaman geçer ve çiçek yine "Seni seviyorum" der. Su, yine "Ben de" der.
Çiçek, sabırlıdır. Bekler, bekler, bekler...Artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz etrafa ve son kez suya "Seni seviyorum." der.
Su da ona "Söyledim ya ben de seni seviyorum." der ve gün gelir çiçek yataklara düşer. Hastalanmıştır çiçek artık. Rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin.
Yataklardadır artık çiçek. Su da başında bekler çiçeğin, yardımcı olmak için sevdiğine... Bellidir ki artık çiçek ölecektir ve son kez zorlukla başını döndürerek çiçek, suya der ki; "Seni ben, gerçekten seviyorum." Çok hüzünlenir su bu durum karşısında ve son çare olarak bir doktor çağırır nedir sorun diye...Doktor gelir ve muayene eder çiçeği. Sonra şöyle der doktor: "Hastanın durumu ümitsiz artık elimizden bir şey gelmez."
Su, merak eder, sevgilisinin ölümüne sebep olan hastalık nedir diye ve sorar doktora. Doktor, şöyle bir bakar suya ve der ki: "Çiçeğin bir hastalığı yok dostum... Bu çiçek sadece susuz kalmış, ölümü onun için" der.
Ve anlamıştır artık su, sevgiliye sadece "Seni seviyorum" demek yetmemektedir...
Gel zaman, git zaman çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz artık ve anlar ki, suya aşık olmuştur.
İlk kez aşık olan çiçek, etrafa kokular saçar, "Sırf senin hatırın için ey su" diye...
Öyle zaman gelir ki, artık su da içinde çiçeğe karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştır. Zanneder ki, çiçeğe aşıktır ama su da ilk defa aşık oluyordur.
Günler ve aylar birbirini kovalar ve çiçek acaba "Su beni seviyor mu?" diye düşünmeye başlar.
Çünkü su, pek ilgilenmez çiçekle... Halbuki çiçek, alışkın değildir böyle bir sevgiye ve dayanamaz.
Çiçek, suya "Seni seviyorum der. Su, "Ben de seni seviyorum" der. Aradan zaman geçer ve çiçek yine "Seni seviyorum" der. Su, yine "Ben de" der.
Çiçek, sabırlıdır. Bekler, bekler, bekler...Artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz etrafa ve son kez suya "Seni seviyorum." der.
Su da ona "Söyledim ya ben de seni seviyorum." der ve gün gelir çiçek yataklara düşer. Hastalanmıştır çiçek artık. Rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin.
Yataklardadır artık çiçek. Su da başında bekler çiçeğin, yardımcı olmak için sevdiğine... Bellidir ki artık çiçek ölecektir ve son kez zorlukla başını döndürerek çiçek, suya der ki; "Seni ben, gerçekten seviyorum." Çok hüzünlenir su bu durum karşısında ve son çare olarak bir doktor çağırır nedir sorun diye...Doktor gelir ve muayene eder çiçeği. Sonra şöyle der doktor: "Hastanın durumu ümitsiz artık elimizden bir şey gelmez."
Su, merak eder, sevgilisinin ölümüne sebep olan hastalık nedir diye ve sorar doktora. Doktor, şöyle bir bakar suya ve der ki: "Çiçeğin bir hastalığı yok dostum... Bu çiçek sadece susuz kalmış, ölümü onun için" der.
Ve anlamıştır artık su, sevgiliye sadece "Seni seviyorum" demek yetmemektedir...
Sonuç
Her aşk bir çiçektir aslında. Çiçekler insanları her zaman daha iyi, daha mutlu ve daha yardımsever yapar. Ancak büyümek için suya, gelişmek için topraktan beslenmeye ve gelişmek için güneşten gelen ışığa ihtiyaçları vardır. Onlara hayatta kalmaları için ihtiyaç duyduklarını vermezsek; solabilirler, yaralanabilirler ve hatta ölebilirler.
Sahip olduğunuz her anlamlı ilişki kendi yolunda özeldir. Gelişmek için değişen miktarlarda suya, gübreye ve güneş ışığına ihtiyaç duyar; tıpkı çiçekler gibi. Yaşayan, büyüyen her şey gibi aşk da onu sağlıklı tutmak için çaba gerektirir. Sözleriniz ve eylemleriniz, başkalarını etkiler ve bunlar mutluluk getirebileceği gibi incitebilir de.
Aşk, başka birinin doğal olarak zihninizde yer kaplamaya başlaması ve onun ihtiyaç ve arzularının sizin için zamanla daha fazla önem kazanmaya başlamasıdır. Bu, birine öncelik vermek ve onu benzersiz kılan şeylerden zevk almakla ilgilidir.
Aşk, birine duyduğun güvendir; acı çekmek ve büyümek için bir alandır. Gerçek, özgün bir insan olarak güvende hissetmek, bireysel ve ortak tutkulara yer açmak demektir.
Sevgiyi yüreğinden eksik etme. Sevgisiz yaşam, bütün çiçeklerinin ölmüş olduğu güneş olmayan bir bahçe gibidir. (Oscar Wilde)
Bu sıcacık sevgi hikayesini okuduğunuz için teşekkür ederiz. Görüşlerinizi yorum bölümüne eklerseniz bizi çok mutlu edersiniz. Bu ilham verici kısa hikayeyi beğendiyseniz, lütfen arkadaşlarınız, aileniz ve sevdiklerinizle paylaşın ve onlara da ilham verin.
Yorum Gönder